Avrupa’nın göbeğinde bir savaş patladı. Adımları sıklaşan dünya savaşının yeni bir perdesi aralanıyor.
Dünya emperyalist güçleri, içinde bulunduğu krizden çıkış yolunu savaşlar olarak görüyor.
Savaş; yeni pazar alanları demektir.
Savaş; hammaddeleri daha ucuza mal etmek demektir.
Savaş; içeride işçi sınıfının haklarının gasp edilmesi, şoven söylemler eşliğinde açlık ve yoksulluğun emekçilere kabul ettirilmesidir. Kısacası savaş sermaye için bir taşla birkaç kuş vurmanın aracıdır.
Bugün paylaşılmak istenen Rusya ve Çin olarak öne çıkıyor. Ukrayna’nın NATO’ya alınmak istenmesi, Rusya’nın güvenlik sorunu olarak görülüyor. Ukrayna’nın mevcut hükümeti, başta ABD olmak üzere batılı ülkeler tarafından Nazi artıklarının ülkeye getirilip kurduğu bir çete-devlettir. Afganistan’dan ayrılırken dedikleri üzere ABD savaşı yaymaya çalışıyor.
Derler ki savaşın kazananı yoktur. Öyle olduğuna inanmıyoruz. Savaşın kazananı, emperyalizm, her türlü sermaye ve onlarla iş birliği yapanlar, kaybedeni ise işçi ve emekçi halklardır. Canlı yayınlarla bize izlettirilen dün Suriye’de, Afganistan’da, Libya’da, Yugoslavya’da olduğu gibi insanların yerinden yurdundan edilmesi, çocukların küçücük yüreklerine düşen korku, çaresiz anne ve babalar, ölüp giden yoksul insanlar.
Dünyanın bütün halkları kardeştir. Biz işçiler, savaşın karşısında şu yada bu tarafı tutmak zorunda değiliz. Bizim tarafımız bütün savaşlara son verecek sınıfsız, sömürüsüz bir dünyayı kuracak sosyalizm saflarıdır.
Savaşa Karşı Sınıf Savaşı!
Yaşasın Halkların Kardeşliği!
İrfan Taşkıran.
