25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü, dünya genelinde kitlesel yürüyüşler ve protestolara sahne oldu. Eylemlerde, erkek şiddeti, patron şiddeti, devlet şiddeti, savaş politikaları protesto edildi, talepler dile getirildi.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde, dünya genelinde sokaklara dökülen kadınlar, Mirabel Kardeşleri andı, erkek egemen devlet şiddetini, kadın cinayetlerini, savaş politikalarını, Filistin halkına yönelik siyonist soykırımı protesto ederek taleplerini dile getirdi.
Madrid ve Mexico City’de yürüyüşler
Madrid’de binlerce kadın, bando takımları ve müzik performansları eşliğinde şehir merkezinde yürüyüş yaptı. Mexico City’de ise her gün ortalama 10 kadının öldürüldüğü uyarısına dikkat çekmek için binlerce kadın, “Her gün on kadın” sloganıyla yürüdü. Göstericiler, Filistinli kadınlara dayanışma mesajı vermek için ellerinde Filistin bayrakları taşıdı.
İtalya’da kadın cinayeti ceza kanununa eklendi
İtalya’nın Trieste kentinde “Bir kadın bile eksilmeyecek” sloganıyla bir araya gelen binlerce kadın, tarihi binaları kırmızı ışıklarla aydınlattı.
Parlamento, 25 Kasım’a denk gelen oturumda, kadın ve kız çocuklarının cinsiyetleri nedeniyle öldürülmesini ifade eden “femicide (kadın cinayeti)” suçunu ceza kanununa ekledi.
Yeni düzenlemeye göre, kadın cinayetinde müebbet hapis cezası uygulanacak. İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, kararı “kadınlara yönelik şiddetin barbarlığına karşı siyasi bir birlik göstergesi” olarak tanımladı.
Fransa’da caydırıcı önlemler talebi
Paris’te toplanan yüzlerce kadın, cinsiyete dayalı şiddetin arttığını gösteren istatistikleri işaret ederek devletin yeterli önlem almadığını vurguladı.
Göstericiler, aile içi şiddet davalarının ele alınış biçiminde köklü reformlar çağrısı yaptı.

Türkiye’de yaygın kitlesel eylemler
Türkiye’de, 25 Kasım’da, gündüz saatlerinde sendikalı kadın işçiler fabrikalarda eylem yaparken, akşam saatlerinde ise birçok merkezde binlerce kadın sokaklara çıktı.
Diyarbakır’da düzenlenen kitlesel eylemde barış ve demokrasi talebi öne çıktı. İstanbul’da binlerce kadın Taksim Tünel Meydanı’nda toplanarak İstiklal Caddesi’nde yürüyüş düzenledi.
İstanbul’da devlet yine her yıl olduğu gibi yasaklar ve büyük polis yığınağı ile eylemi engellenmeye çalıştı. Yer yer kitleye saldırarak 14 gösterici kadını gözaltına aldı.
Polis barikatını aşan kadınlar, kadın cinayetlerini, iş cinayetlerini, sömürü, yoksulluk ve erkek egemen devlet şiddetini protesto eden sloganlar attı, dövizler taşıdı, konuşmalar yaptı.

25 Kasım Platformu tarafından yapılan açıklamada, devletin kadınları koruma yükümlülüğünü yerine getirmediği, sığınma evlerinin yetersiz olduğu ve uzaklaştırma kararlarının uygulanmadığı vurgulandı. Ayrıca, savaş politikaları kapsamında savunmaya 2 trilyon TL ayrılırken, kadınların güçlenmesine sadece 6 milyar TL ayrıldığı eleştirildi.

MİRABEL KARDEŞLER VE 25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI ULUSLARARASI MÜCADELE GÜNÜ
Bugün dünyanın dört bir yanında kadınların şiddete, baskıya ve eşitsizliğe karşı sokaklara çıktığı 25 Kasım’ın kökleri, Latin Amerika’nın karanlık bir diktatörlük döneminde, üç cesur kadının hayatlarıyla yazdığı bir direniş hikâyesine dayanır: Mirabal Kardeşler.
Dominik Cumhuriyeti’nde 1930’lar dan 1960’a kadar süren Rafael Trujillo diktatörlüğünde sansür, işkence, faili meçhuller, kayıplar ve korku, gündelik yaşamın bir parçası haline gelmişti.
Bu karanlığın içinde, özgürlüğe kanat açan, “Las Mariposas” (Kelebekler) takma adıyla bilinen Patria, Minerva ve María Teresa Mirabal, Trujillo diktatörlüğüne karşı Clandestina isimli gizli bir örgüt kurdu. Kadınlar eylemleri sebebiyle diktatörlük tarafından defalarca tutuklandı, mal varlıklarına el konuldu.
Trujillo’nun bu kadınlardan korkusu “Ülkenin en büyük iki sorunu kilise ve Mirabal Kardeşlerdir” sözlerinde açığa çıkıyordu.

Mirabal Kardeşler, 25 Kasım 1960’ta, hapisteki eşlerini ziyaret ettikten sonra eve dönerken Trujil lo’nun gizli polisleri tarafından pusuya düşürüldüler. Patria, Minerva ve María Teresa arabadan indirilip öldürüldü, cesetleri uçurumdan atılarak “trafik kazası süsü” verildi. Fakat bu cinayet, rejimin korku duvarının yıkılmasının başlangıcı oldu.
Mirabal kardeşlerin ölümü, Dominik halkının öfkesini büyüttü ve kısa süre sonra Trujillo diktatörlüğü çöktü. Onlar, kadınların sadece kurban değil, direnişin ve değişimin öznesi olabileceğini dünyaya gösterdiler.
Mirabal kardeşlerin katledilmesinden sonra Latin Amerika’da kadınlar her yıl 25 Kasım’da onların anısını yaşatarak, kadınlara yönelik şiddeti protesto etmeye başladılar.
Bu tarihsel direnişin evrensel bir mücadeleye dönüşmesi ise 1981 yılında Kolombiya’nın Bogotá kentinde düzenlenen Latin Amerika ve Karayip Kadınlar Kurultayı’nda gerçekleşti.
Kadınlar, Mirabal kardeşlerin anısına devletin, toplumun ve erkek şiddetinin tüm biçimlerine karşı örgütlü mücadeleyi vurgulamak amacıyla 25 Kasım’ı “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” olarak ilan ettiler.




