KESK tarafından hayat pahalılığına dikkat çekmek amacıyla düzenlenen “Geçinemiyoruz” mitinglerinin ilki Diyarbakır ve İzmir’de yapıldı. Mitinge katılan emek örgütlerinin üyeleri, insanca bir yaşam istediklerini söyledi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), artan hayat pahalılığı ve ekonomik krizin emekçiler üzerindeki etkisine dikkat çekmek için planladığı “Geçinemiyoruz” mitinglerinin ilkini Diyarbakır ve İzmir’de düzenledi. İzmir’in Gündoğdu ve Diyarbakır’ın İstasyon Meydanı’nda düzenlenen mitinglere çok sayıda sendika, demokratik kitle örgütü, devrimci sosyalist örgüt ve siyasi parti katıldı.
Diyarbakır’daki mitingi KESK, DİSK (Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu), Türk Tabipler Birliği (TTB) ve Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği (TMMOB) birlikte organize etti. Bölgesel çapta düzenlenen mitinge çevre illerden de çok sayıda katılım gerçekleşti. Polisin miting öncesi İstasyon Meydanı’nda geniş güvenlik önlemleri aldığı gözlendi.
“Tehditlerle bizi sokaktan çekmeye çalışıyorlar”
Mitingde; artan hayat pahalılığı ve ekonomik kriz karşısında emekçilerin haklarının korunması ve insanca yaşanabilir şartların sağlanması, kamu kurumlarında ana dilde eğitim ve hizmet verilebilmesi, birçok kişinin görevlerinden ihraç edilmesine yol açan KHK’ların iptal edilmesi talepleri dile getirildi.
Mitingde ilk konuşmayı yapan KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, bu meydanlara daha güçlü bağırmaya geldiklerini söyledi. İktidarın, baskı, yasak ve yeni cezaevleri açma tehditleriyle korkutmaya, kendilerini sokaktan çekmeye çalıştığını ifade eden Yeşil, “Biz her gün biraz daha yoksullaşırken, borçlarımızı kapatmak için biraz daha borçlanırken bazıları servetlerine servet katıyor. Biz buraya yılmadan korkmadan ‘hükümet istifa’ demeye geldik” dedi.
“Sokaklara inmemiz gerekiyor, başka alternatifimiz yok”
Sık sık hükümete karşı sloganların atıldığı mitingin ana gündemi ekonomik gelişmeler ve artan hayat pahalılığı idi. Hatay’dan miting için Diyarbakır’a gelen ve 23 yıllık öğretmen olduğunu söyleyen Nihat Akgöl de alanda bulunan diğer kişiler gibi ekonomik gidişattan rahatsız. Kontrol edilemeyen döviz artışlarının maaşlarını bitirme noktasına getirdiğini söyleyen Akgöl, 10 yıl öncesindeki kur baz alınarak ücret verilmesi durumunda maaşların en az 15 bin TL olması gerektiğini düşünüyor. Akgöl, artık oturduğu evin kirasını veremez duruma geldiğini, bu sebeple de kendini öğrencilere veremediğini söylüyor:
“Bir ay içerisinde maaşımız yarı yarıya eridi. Nasıl geçinebiliriz? Toplumda kim geçiniyor? Tuzu kurular, yandaşlar geçiniyor. Başka geçinen yok. Sokaklara inmemiz gerekiyor. Başka alternatifimiz yok. Biz emekçiler olarak her zaman sokaklarda olacağız, hakkımızı alıncaya kadar sokakta olacağız.”