Enflasyonda Baz Etkiside Etkisiz Kaldı

Geçtiğimiz yılın son aylarında baz etkisi ile (önceki yılın olağanüstü yüksek çıkan rakamları nedeniyle) düşüş eğilimine giren enflasyon, yılın ilk ayında hükümetin beklentilerini aşarak yüzde 6.55 olarak gerçekleşti. Çıkan rakamların TÜİK Başkanının başını ağrıtacak olması bir yana, seçim vaatlerini ekonomik başlıklar üzerinden kuran sarayı da sıkıntıya sokacak cinsten.

Enflasyon tablosu şu şekilkde oluştu, TÜİK’ e göre;

 

Ocak 2023 Ocak 2022 Ocak 2021
Bir önceki aya göre değişim oranı 6,65 11,10 1,68
Bir önceki yılın Aralık ayına göre değişim oranı 6,65 11,10 1,68
Bir önceki yılın aynı ayına göre değişim oranı 57,68 48,69 14,97
On iki aylık ortalamalara göre değişim oranı 72,45 22,58 12,53

TÜFE değişim oranları (%), Ocak 2023

 

 

Gıdada “fiyat sabitleme ve indirim” çağrıları bir işe yaramamış gibi duruyor. Zira toplumun büyük bölüümü için gıda, hemde giderek artan bir oranda harcamaların büyük bölümünü yutuyor.Zincir marketlerin göz boyamak için yaptıuğı indirim açıklamaları da enflasyonun ateşini düşürmeye yetmiyor. Üstelik “olası” seçim arefesinde.

Başta süt ve süt ürünlerinde yaşanan fahiş artışlar, yoksul kesimin bu ürünlere ulaşmasını neredeyse imkansız hale getiriyor. Bir bütün olarak ta temel gıdaya ulaşmak, yaşamsal bir faaliyet haline gelmiş durumda. bu, giderek başta genç ve çocuk nüfusta sağlıksız bir tabloyu ortaya koyuyor. İlkokul çocukları beslenmesine kuru ekmek koyuyor. Biraz daha büyük çocuklar, okulu bırakıp çalışmayı tercih ediyor. Hem eve üç beş kuruş para girmiş olacak. Hem de çocukların bu sayede iş yerinde karnı doymuş olacak.

Türk-İş rakamlarına göre, Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarındaki artış bir önceki aya göre % 9,02 oranında gerçekleşti.

Son on iki ay itibariyle değişim oranı  % 108,57 oldu.

On iki aylık ortalamalara göre değişim oranı % 109,77 olarak hesaplandı.

 

Başta süt ve süt ürünlerinde yaşanan fahiş artışlar, yoksul kesimin bu ürünlere ulaşmasını neredeyse imkansız hale getiriyor. Bir bütün olarak ta temel gıdaya ulaşmak, yaşamsal bir faaliyet haline gelmiş durumda. bu, giderek başta genç ve çocuk nüfusta sağlıksız bir tabloyu ortaya koyuyor. İlkokul çocukları beslenmesine kuru ekmek koyuyor. Biraz daha büyük çocuklar, okulu bırakıp çalışmayı tercih ediyor. Hem eve üç beş kuruş para girmiş olacak. Hem de çocukların bu sayede iş yerinde karnı doymuş olacak.

“İlginç” olan şeylerden biri de yıllık enflasyon hedefinin yüzde 22 olduğu koşullarda önümüzdeki 11 ay boyunca ortalama yüzde 1.2 enflasyon çıkması gerekiyor.

 

Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise 12 aylık enflasyonu yüzde 121,62, ocak ayı artışını ise yüzde 9,26 olarak açıkladı. Herkesin enflasyonu kendine hesabı yani yine anlayacağınız.

Rakamların bize söyledikleri bir yana, günlük hayatın söyledikleri daha anlamlı. Hayat pahalılığı ve artan yoksulluk karşısında rakamların nasıl anlamsız hale geldiğini görüyoruz.

İşçiler, emekçiler, çözümün ellerinde olduğunu bilmeli. Patronların, devletin ağzının içine bakıp, insanca yaşanacak bir ücret beklemek hayali bir durum. Nitekim, birçok yerde işçiler şimdiden ek zam talebiyle eyleme geçiyor ve sonuç alıyor. Emin olun ki. Bütün dirençlerine karşın patronlar verdikleri yüzdelik zamların devede kulak olduğunu bilrler. Ama mücadele etmeden ekmek yoktur işçiye.