BÜYÜYEN EKONOMİDE, BÜYÜYEN SEFALET

Bir taraftan TÜİK ekonimide büyüme rakamlarını açıkladı, diğer taraftan ise Türk- İş, açlık ve yoksulluk rakamlarını. Rakamların bir dili var ve gerçekleri olduğu gibi ortaya koyarlar.

 

TÜİK, yılın ikinci çeyreğinde ekonominin yüzde 7.6 büyüdüğünü söylüyor. Buna karşılık, Türk- İş tarafından açıklanan rakamlar, halkın büyük çoğunluğunun nasıl bir sefaletle karşı karşıya olduğunu gösteriyor.

 

Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 6.889,76 TL’ye,

Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı (yoksulluk sınırı) 22.442,20 TL’ye,

Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 8.999,13 TL’ye yükseldi.

 

Geçen yıl aynı dönemde rakamlar şöyle idi :

Açlık sınırı 2 bin 926 lira 72 kuruş, yoksulluk sınırı 9 bin 533 lira 28 kuruş, bekar bir çalışanın “yaşama maliyeti” ise aylık 3 bin 572 lira 79. Aradaki fark ortada. Oysa o günden bu güne asgari ücret 2825 TL’den 5500 TL’ye yükselebilmiş.

 

Artan yoksulluk, sermayenin el koyduğu zenginliğin artması anlamına geliyor. Katma değerden emeğin aldığı pay sistematik olarak düşmekte, buna karşın sermayenin el koyduğu pay artmaktadır. Yıllar itibariyle 2016’da sermayenin el koyduğu pay yüzde 41’di ve 2022’de bu oran yüzde 50’ye yükseldi. İş gücünün ise bu yıllarda aldığı pay yüzde 40.5’ten, yüzde 25.4’e düştü. Bu yaklaşık 15 puanlık bir düşüştür ve hem sömürünün, hem de yoksullaşmanın korkunç boyutlarını ortaya koymaktadır. İşte büyümenin, o şatafatlı söylevler eşliğinde ‘ müjdelenen ‘ büyümenin emekçilere maliyeti.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz