Öncelikle tüm işçi sınıfına ve emekçi kardeşlerime selamlar, sevgiler…
Dokuz yıldır faaliyette olan Smart Solar’da çalışıyorum. Hani bize tarih derslerinde öğretirler ya MÖ/MS diye, ben de sendikadan önce, sendikadan sonra diye başlamak istiyorum. Bunları anlatayım ki tüm işçi kardeşlerim örgütlenmenin önemini daha net bilsinler.
Kadın işçilerin çoğunlukta olduğu bir fabrikayız. Ama çoğu zaman fabrikada sanki hiç erkek yokmuş gibi bütün ağır işleri kadınlara yaptırdıkları dönemlere şahit olduk. Erkekler çay alanında rahatça mola yaparken, kadınları depoya indirip 25-30 kiloluk panelleri kadın işçilere istifletip, paketlettiler. Kendi işleri, kendi araları olmamasına rağmen kadınları bu işleri yapmaya mecbur bıraktılar. İtiraz edene de hemen çıkış kapısı gösterildi. Moladan 1 dakika geç gelen kadına hesap soruldu, tutanak tutuldu. Erkekler moladan 10 dakika geç gelse bile bunun hesabını sormadılar- soramadılar. Hakkını arayan kadınları oradan oraya sürdüler, işini değiştirdiler, vardiyasını değiştirdiler.
Bu düzen hep böyle gider zannettiler. Yine iftiralarla mobbinglerle bir kadın arkadaşımız işten çıkartılana kadar. İşte bu bizim için milat oldu. Artık hiçbir işçinin yapılan bir haksızlığa daha tahammülü kalmamıştı çünkü. İşte o zaman birliğimizin gücünü gördük ve bütün çalışanlar olarak işgal kararı aldık. İşten çıkarılan arkadaşımızı işe geri aldırdık. O işgalden sonra dengeler biraz değişmeye başladı. Bütün arkadaşlarımız sendikanın daha doğrusu örgütlenmenin, birlik olmanın önemi, birlik olursak karşımızda hiçbir zorluğun, zorbalığın karşımızda duramayacağını anladı. Ve Birleşik Metal İş Sendikası çatısı altında birleşerek yetki belgesi aldık.
Aldık ama patron her zamanki gibi işleri yine zora soktu. İtirazlar, mahkeme süreçleri falan derken yine grev kararı aldığımız bir süreçte patron bu defa geri adım attı ve ilk sözleşmemizi imzaladık. O dönemin şartlarına göre çok iyi denebilecek bir sözleşme ile hepimiz emeğimizin karşılığını aldık.
İki sene sonunda ikinci sözleşme zamanımız geldiğinde patron yine bizi ezmeye, emeğimizi alın terimizi hiçmişiz gibi görmezlikten gelmeye, sıkıntılarımızı duymamazlıktan gelmeye devam etti. Bütün bu süreç boyunca hiçbir adım atmadığı gibi bize sadece ve sadece 3.000,00 TL verebileceklerini söyledi. Kendimizi hiç bu kadar aşağılanmış hissetmedik. Düşünün ki bu işçiler 12 saat boyunca iki vardiya çalışıp aylarca buna devam ettiler. Bu işçiler tüm dünyada bile hayat durma noktasına geldiğinde bile yine ölümü göze alarak pandemi döneminde bile bu fabrikaların bacasını tüttürüp çarkını döndürdüler. Ne hafta sonu ne resmi tatili, ne zaman istendiyse mesai yapıldı. Elde edilen karla İzmir’de bir panel fabrikası bir de panel hammaddesi olan hücre fabrikası açıldı.
Söz konusu olan işçinin emeğinin karşılığı olunca, bütün haber kanallarına çıkıp yatırımlarını her yerde anlatan patronumuz ağzını açamaz oluyor. Senede bir defaya mahsus vereceği en yükseği (üniversite öğrencileri için) 3.750,00 TL parayı vermeye gelince parasının olmadığını söylüyor. 260 işçiye bayramda vereceği çikolatayı bile çok görüyor. Evde ağzı emzikli bebeklerini bırakıp işe çalışmaya gelen kadınlarımızın fedakarlığının karşılığı 3 bin lira mı? Tek gayesi evine ekmek götürmek için gece gündüz çalışan işçinin, pandemi boyunca ölümü göze alıp gelmesinin karşılığı mı 3 bin lira? Açlık sınırının bile 100 bin lira olduğu ülkemizde gıdadan giyime, eğitimden ulaşıma, barınmaya her gün durmadan zam gelirken bize verilmek istenen sadece ve sadece 3 bin lira. Ev kiralarının bile asgari ücretin üstünde olduğu bir dönemde bize layık gördükleri sadece 3 bin lira…
Yıllarca işçileri fabrikaya kapatmakla tehdit eden ve işçilerin 3 bin liraya layık gören patrona verilen en güzel cevaptı GREV. Bıçağın kemiğe dayandığı andı bu GREV. Baskıya, mobbinge, korkutmalara karşı en güzel cevaptı GREV.
Anladık ki biz birlik olup korkmadan, yılmadan patronun karşısında tek yumruk, tek ses, tek yürek olmadıkça bu zulmün sonu gelmeyecekti. Artık hiçbirimiz bu baskıya bu düzene boyun eğmeyeceğiz. Hep birlikte ezilen, hakları gasp edilen, emeği, zamanı çalınan bütün işler adına haykırıyoruz.
SUSMUYORUZ, KORKMUYORUZ, İTAAT ETMİYORUZ !!!
YAŞASIN ÖRGÜTLÜ DAYANIŞMA, YAŞASIN İŞÇİLERİN BİRLİĞİ !!!
Nihal Erdem





