Haber : Özer Akdemir- Evrensel Gazetesi
TPI grevinin 14. gününde İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nden Akademisyen Dr. Aslı Odman’ın katılımıyla TPI’da İSG sorunları, meslek hastalıkları ve işte yaşam hakkı üzerine Sasalı fabrikası önünde söyleşi düzenlendi.
Örgütlenmenin hayatta kalmakla ilgili olduğunu belirten Odman, “Bütün işçi direnişlerinde fark ediyoruz ki işçi sağlığı iş güvenliği boyutu hayatta biraz daha fazla kalmakla ilgili. Ne zaman bir direniş olsa işçiler harekete geçseler iş yerlerinin içi dışına çıkıyor resmen, emekçilere yönelik hak ihlalleri dışarı çıkıyor. Değişiklik getirmeyen hiçbir direniş yoktur” dedi.
Aliağa gemi sökümde de benzer koşulların olduğunu söyleyen Odman, “Çok farklı sektörlerle ilgili de benzer koşullar görüyoruz. Sinema-dizi sektöründe çalışan set işçileri mesela… Tehlikesiz meslek olarak gösteriliyordu önceden ama durum hiç öyle değil. Bu parıltılı şeylerin arkasında da iş sağlığı ve güvenliği yok, her alanda var bu durum” dedi.
“Kimyasalı ve çevre sorunlarını görmek gerekiyor”
Bu aralar gündemde olan konulardan birinin de “yeşil adil dönüşüm” olduğunu belirten Odman, “Karbon ayak izi de bunun içerisinde, sanki tek tehlikeli şey karbonmuş gibi yok uçakla seyahat etmeyin yok deodorant kullanmayın deyip duruyorlar ve mesela karbon ayak izini azaltanlara ‘yeşil tahvil’ ile destek sağlanıyor. Mesela Eczacıbaşı kurşun ihracatı yapıyor ama yeşil tahvil desteği alıyor. Karbon borsası üzerinden kapitalizmin ‘bunu nereye yatırayım’ krizi bu aslında. Bunlar bir yerde üretiliyor. Yeşil adil dönüşümün atık meselesini, kimyasalı ve çevre sorunlarını da görmek gerekiyor” dedi.
Amerika’nın Iowa eyaletinde bulunan TPI fabrikasında iş güvenliği kuruluna seri bir şekilde deri yanmaları ve kaşınma gibi şeylerle ilgili 300’den fazla şikayet geldiği bilgisini veren Odman, “Bunun üzerine yapılan teftişte üretim süreçlerinde kullanılan malzemenin hukuka aykırı olduğu tespit edilip yüksek meblağda fabrikaya ceza kesiliyor. Bu koşullar TPI’nın diğer fabrikalarında da var ve denetlemelerin benzer şekillerde yapılması gerekiyor” dedi.
Odman son olarak, İSİG’nin aslında işçilerin yaşam hakkı olduğunu ama bir sektör haline getirildiğini ifade etti.
İSG uzmanı bağımsız olmalı”
Söz alan işçilerden biri İSİG’in çalışma sistemini eleştirerek, “Bir iş yerinde İSG uzmanı maaşını iş yerinden alıyorsa çok fazla bir şey diyemez, ilerleyemez. Denetleyeceğin insandan para alamazsın bağımsız olman lazım. Maaş aldığın iş yerine yaptırım uygulayamazsın” dedi.
Bir başka işçi ise, “2023 yılında bir kaza geçirdim, 10 yerden kırık oldu. Reçine aracı var sesli, ışıklı ve kameralılar normalde. Kamera arızalanmış ve 40 defa arıza kaydı açıldığı halde müdahale edilmemiş. Ayak bileğim aracın altında kaldı. Kazanın ertesi günü sabahı her şey düzeltildi” diye belirtti.
Bunun üzerine Odman, “İSG’ye yansımayan kazaların kayıtlarını tutabilirsiniz. Hatta çalıştığınız malzemelerin içinde neler var hangi maddelerle çalışıyorsunuz bunları da kayda alabilirsiniz. İleride mahkemelerde ihtiyaç olabilir. Meslek hastalıkları davalarını kolektif ilerletmek ve sadece tazminat davası değil ceza davaları da açılması çok önemli” dedi.