Mersin’de yoksullukla boğuşan kadınların kimi çöpten karton topluyor, kimi sadece yaşlılık maaşıyla geçiniyor, kimi de tarım işçiliği yapıyor. Kadınlar, yoksulluklarını “Tenceremiz marketten borç aldığımız ürünlerle kaynıyor” sözleriyle ifade etti.
MA’dan Esra Solin Dal’ın haberine göre, Türkiye’de yoksulluk giderek derinleşiyor. Bu durumdan en çok etkilenen ise kadınlar oldu. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) raporuna göre salgın döneminde kadınların hem hane içi ücretsiz alanda hem de ücretli çalışma alanında çalışma saatleri ve iş yükü arttı. UNDP araştırma raporunda, salgın döneminde ilan edilen evde kalma tedbirleri nedeniyle kadınların, erkeklerin neredeyse 4 katı daha fazla ücretsiz emek harcayarak, bu yükün önemli bir kısmını omuzlarında taşıdığı kaydedildi.
Çöplerden karton topluyor
Mersin’in Yenişehir ilçesinde yalnız yaşayan Şenay Güçlü (52), karton toplayarak geçimini sağlıyor. 3 yıl önce kendisine bir çekçek alan (el arabası) Güçlü, sabahın erken saatlerinden itibaren konteynerlerden paraya çevirebileceği, plastik, karton, kutu ve cam şişe gibi malzemeleri toplayıp satıyor. İki haftada 180 ile 200 arasında değişen cüzi bir para kazandığını dile getiren Güçlü, pandemi nedeniyle alınan yasak kararından dolayı işe çıkamadığını ve zor günler geçirdiğini anlattı.
Haberleri var mı?
Pandemide alınan yasak kararının en çok yoksulları etkilediğini dile getiren Güçlü, yasağın ekonomik ve psikolojik boyutuna değindi. Güçlü, yaşadığı sorunları şöyle özetledi: “Yasaktan dolayı çöpe çıkamıyorum, çöp toplamaya çıkamayınca para da kazanamıyorum. Benim çöp toplamak dışında başka bir gelirim yok. Elde avuçta para olmayınca ne markete gidebiliyorum ne de alışveriş yapabiliyorum. Çöpe gidince en azından ekmek paramı kazanıyordum. Bizim gibi ekmeğini çöpten kazanan kişiler günlük işe gitmezse o gün aç kalıyor. Yasak kararı verenlerin bizim gibi yoksul insanlardan haberi var mı? Ben bir aydır markete gidemiyorum. Yasakların ne kadar süreceği ise belirsiz, işe gitmemekten dolayı yaşadığım ekonomik sıkıntıları düşünmekten psikolojim bozuldu.”
Tencere borçla kaynıyor
Yenişehir ilçesinde derme çatma bir evde oturan Sıdıka Bayık (67), yürüme güçlüğü çeken eşiyle birlikte yaşam mücadelesi veriyor. Yaşlılık maaşıyla geçindiklerini ifade eden Bayık, kendisinin de şeker ve tansiyon hastası olduğunu belirtti. Uzun yıllar tarla ve bahçe işlerinde çalıştığını, yaşı ilerleyince bırakmak zorunda kaldığını aktaran Bayık, yaşlılık maaşıyla geçinmekte zorlandıklarını dile getirdi. Bayık, “30 yıl önce tarlada, bahçeden kazandığımız parayla aldığımız bu ev dışında dikili bir ağacımız bile yok. Eşimin dizinde hastalık olduğu için yürüme güçlüğü çekiyor. Evin bütün yükünü ben üstlenmek zorunda kaldım. Şu ana kadar kimseden herhangi bir destek ve yardım almadık. Tenceremiz marketten borç aldığımız ürünlerle kaynıyor” ifadelerinde bulundu.
Evin yükü omuzlarında
Mevsimlik tarım işçisi olarak geçimini sağlayan Zeynep Elegaş (54) da yedi çocuğuna ve kanser hastası olan eşine tek başına bakıyor. Tarlada kenger topladığını, tarladan sonra ise ev işlerini yaptığını belirten Elegaş, “tam kapanma” süreciyle birlikte kadınların evdeki iş yükünün iki kat daha da arttığını söyledi. Elegaş, “Sabah 05.00’te kengerin olduğu araziye gidiyoruz. Akşam da saat 18.00 gibi eve geliyorum. Bunca emeğe rağmen aldığımız yevmiye 90 ila 100 TL arasında değişiyor. Eve geldiğimde yemek, çamaşır, bulaşık ve evin diğer işlerini yapıyorum. Pandemi öncesi iki oğlum Bodrum’da bir otelde çalışıyordu. Yasaklardan dolayı her yer kapanınca işsiz kaldılar. Şuan evin tüm yükü benim omuzlarımda” dedi.