Türk-İş’e bağlı Petrol-İş Sendikası İzmir Şubesi 17. Olağan Genel Kurulu’nu gerçekleştirdi. Seçimleri Cem Turan’ın başkanlığındaki muhalif liste kazandı.
Türk-İş’e bağlı Petrol-İş Sendikası İzmir Şubesi 17. Olağan Genel Kurulu’nu gerçekleştirdi. İzmir, Manisa ve Denizli’deki TPI Composite, Dyo Boya, Toyo Mürekkep, Acıselsan, Sodaş, Tetra-Pak Paketleme, Botaş, Form Koruyucu, Star Deri ve Gemaş fabrikalarında çalışan 4 bin 850 işçiyi temsilen 200 delege genel kurula katıldı.
Genel kurula 200 delegenin büyük bir kısmının yanı sıra Petrol-İş Genel Başkanı ve Genel Merkez yöneticileri ile Adana, Adıyaman, Ankara, Batman, Bursa, Çankırı, Düzce, Gebze, Kocaeli, İstanbul 1-2, Manisa, Mersin, Trakya ve Aliağa şube yöneticileri, Türk-İş 3. Bölge Temsilcisi Hayrettin Çakmak, Türk-İş’e bağlı sendikaların başkanları ve yöneticileri de katıldı.
Kongrenin yapıldığı Anemon Ege Otel’in konferans salonuna “Çalışanların vergi dilimi yüzde 15’e sabitlensin sermayenin vergisi arttırılsın”, “Mezarda emeklilik istemiyoruz, emeklilikte yaşa takılanlarının sorunu çözülsün”, “Kıdem tazminatımız gasbedilemez”, “Kıdem tazminatımıza dokunma” pankartları asıldı. İşçiler, sendika şubelerinin işçiler tarafından, işçilerin kararlarıyla yönetilmesi gerektiğini kaydetti.
Açılış konuşması yapan mevcut şube başkanı Orhan Zengin, pandemiyle birlikte ekonomik sorunların daha da çoğaldığını söyleyerek, Türkiye’de asgari ücretli çalışan sayısının arttığını hatırlattı. “Siyasetimiz ne olursa olsun, ırkımız ne olursa olsun bir olmadığımız sürece hiçbir şey yapamayız. Bir olmamız lazım. Bir olmadığımız zaman bölünen hep emek tarafı oluyor” dedi.
“İşçi sınıfı olarak birlik içinde olmalıyız”
Divan seçildikten sonra geçilen konuk konuşmalarında söz alan Petrol-İş Genel Başkanı Süleyman Akyüz, “Bizler pandemide çalışırken üretime devam ederken bizleri yönetenler evlerinden çalıştı. Ve bunun faturasını küçülmelerle, işten atmalarla ve ücretsiz izinlerle biz işçiler ödedik. Onun için ayrışma duygularını bir kenara bırakıp ortak paydamız sendikamızla işçi sınıfı hareketi olarak birlik içinde olmayız” diye konuştu.
Ukrayna-Rusya savaşına da değinen Akyüz, “Savaşlar önce işçi sınıfı etkiliyor. Bizler barışı savunuyoruz ve kapitalist sömürünün son bulması için mücadele ediyoruz” diye ekledi.
“İşyerlerinde toplu sözleşme komitesi kurmalıyız”
Çalışma ve mali raporların okunmasından sonra delegelerin konuşmalarına geçildi. TPI Composite delegesi olan bir işçi, “Örnek teşkil ettik birlik ve beraberliğimiz hiç kimse bozamadı. Bu mücadelede bizim yanımızda hatta bizim önümüzde olması gerektiği halde olmayanlara karşı bile bu mücadeleyi kazandığımızı belirtmeden geçmek istemiyorum. Hepimiz yaşanan ekonomik krizi görüyor, biliyoruz. Hatta her gün yaşıyoruz. Yüksek enflasyon, gelen zamlar maaşlarımızı eritiyor. Önümüzdeki toplu sözleşmeyi bu açıdan çok önemli olduğunu düşünüyoruz. O yüzden toplu sözleşme için şimdiden çalışmalıyız. İşyerlerinde toplu sözleşme komitesi kurmalıyız” diye konuştu.
“Hata yapmamak için doğru karar vermeliyiz”
Daha sonra söz alan TPI delegesi bir başka işçi de “Her seçimin bir bedeli vardır. Biz bu bedeli ödememek için ve hata yapmamak adına doğru karar vermeliyiz. Bizi biz yapan en önemli nokta yol ayrımına geldiğimizde yaptığımız seçimlerdir” diye konuştu.
İşçinin, “Biz TPI’da çok yalnız kaldık” demesine diğer fabrikalardaki delegeler tepki gösterirken salonda kısa süreli tartışma yaşandı.
“İşçinin söz hakkı olduğu yönetimi birlikte kuracağız”
Delege konuşmalarından sonra adayların konuşmasına geçildi. İki adayın yarıştığı seçimlerde ilk olarak mevcut ve diğer listenin başkan yardımcıları söz alarak genel kurulu selamladı.
Daha sonra ilk sözü olan başkan adayı Cem Turan, ekonomik krizden işçilerin çok daha fazla etkilendiğini söyleyerek, “Hakkımızı bile alamıyoruz. Gelmiş burada sendikacılar olarak kırıntıların hesabını yapıyoruz. Toplu sözleşme dediler, asgari ücreti reva gördüler. İyileştirme dediler, çocuk harçlığına mahkum ettiler. Peki ama bu düzen ne zamana kadar devam edecek?” diye sordu.
Turan, “Bize reva görülen her şeye kuzu gibi onay vermemizi isteyenler bilsinler ki, artık karşılarında ürkek, pısırık, geleceğinden korkan, tek başına kalmış işçiler yok, bundan sonra da olmayacak. Artık yol açıldı, bundan sonra bizi hiçbir güç yolumuzdan alıkoyamayacaktır. Bugün yeni yönetimin nasıl olması gerektiğine karar vereceğiz. Sizlerin iradesi ile seçeceğiniz yeni şube yönetiminin İzmir şubemiz içinde birliği, beraberliği, dayanışmayı ve ortaklaşa mücadeleyi yeniden inşa edeceğinden kuşkumuz yoktur. Bundan sonra tüm sözleşmelerimiz ancak ve ancak işçinin onayıyla, işçinin kararıyla üyemizin kabul etmesiyle imzalanacaktır. İşçinin yönettiği, söz hakkı olduğu bir yönetimi birlikte kuracağız” diye konuştu.
Son olarak söz alan mevcut şube başkanı ve aday Orhan Zengin ise greve gitmeden sözleşmeyi işçilerin istemediği şekilde imza atmasıyla ilgili, “Ankara’da sözleşme bitti. Genel başkanlar ve sözleşmeden sorumlu avukat oradaydı. Ben asla ben istemesem de zaten imzalanacaktı demedim. Ben imzaladım dedim” diyerek kendini savundu. TPI direnişiyle ilgili de direniş boyunca fedakarca çalışmasına rağmen sürekli kendisinin eleştirildiğini söyleyen Zengin, eleştirileri kabul etmedi.
TPI’da patrondan işten atma saldırısı
İZMİR Menemen ve Çiğli’de bulunan, rüzgar türbini kanadı üretimi yapılan ABD sermayeli TPI Composite fabrikasında çalışan işçilerin örgütlü olduğu Petrol-İş İzmir Şubesinin genel kurulu öncesi 1 delege işçi işten atıldı.
Delege işçi seçimlere iki gün kala görev yerinde bulunmama gerekçesiyle 25. Madde uyarınca iş akdine son verildi.
İşçiye gönderilen tebligatta “Tarafımıza 18.08.2022 tarihinde vermiş olduğunuz ‘verilen görevi yerine getirmeme’ konulu savunmanız değerlendirilmiş ve yeterli bir mazeret olmadığı görülmüştür. Bu çerçevede görev ve sorumluluklarınızı yerine getirmemeniz nedeni ile alınan karar gereğince iş akdiniz 19.08.2022 tarihi itibariyle, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesi uyarınca feshedilmiştir” denildi.
“Sendikalı bir yerde işten atmak bu kadar kolay olmamalı”
Söz alan bir başka delege ise, “8 yıldır TPI’da çalışıyorum ve bir buçuk ayda iki kere iş akdime son verildi. Dün mesai saati bitiminde iş akdime tekrardan son verildi. Bu süreç zorlayıcı ve aile yaşantısına etki eden bir süreç. Sebebinin araştırılmasını istiyorum. Bizler dik durduk diye kimse yaftalayamaz. Burada birçok delege arkadaşımızın bir buçuk ay önce iş akdine son verildi. Bu insanlar genel çoğunluk olarak bakıldığında Cem Turan’ın delegeleriydi. Bu zamlar alındıysa herkes kendine dönüp baksın, bu arkadaşların emeklerinin çabalarının sayesinde oldu” dedi.
İşten atıldığını daha ailesine bile söyleyemediğini aktaran işçi, “Birim amirlerimin son iki gündür çok baskısı vardı. ‘Gitmen gerekiyor, cumartesi günü İzmir’de olmaman gerekiyor’ gibi söylemler oldu. İnsan kaynaklarına çağrılıp tutanak tutuldu ve savunmamı yazdım. Dün itibariyle de iş akdimin son verileceği söylendi. Doğal delege olduğumu ve bugün sendikal izinde olduğum gün halde işten çıkarıldım. Bu durum sizlerin sorunudur. Ben bu kimyasal fabrikaya 8 senemi verdim bu kadar olmamalıydı. Sendikalı bir yerde örgütlü bir fabrikada bu kadar basit olmamalı bir işçiyi işten çıkarmak. Sendika beni aramadı bile” diyerek mevcut yönetimin duruma sessiz kalmasını eleştirdi.
Mevcut yönetim ve genel merkez işten atmaya sessiz kalırken TPI’daki delege işçiler de “Kurtuluş yok tek başıma ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Dik dur eğilme kardeşlerin seninle” sloganları atarak işten atılan işçiye destek çıktı.
Seçimi muhalif liste kazandı
200 delegeden toplam 193 oy kullanırken mevcut yönetim 88 oy, muhalif liste ise 105 oy aldı. Seçimleri Cem Turan’ın başkanlığındaki listesi kazanmış oldu.