Müslümanın müslümandan başka dostu yok (muş)! -İhsan Hacıbektaşoğlu

Bu yazıyı hemşehrilerim için yazıyorum…

Konumuz ise “Müslümanın müslümandan başka dostu yoktur” kör inancıdır.

Bu öyle bir saplantı haline geldi ki gerçekleri perdeleyen bir şal işlevi görüyor.

Ayet, Hadis üzerinden anlatmayacağım.

Pratik yaşamdaki uygulamaları esas alacağım.

İlk önce bir gerçeğin altını çizelim…

Ulus devletler arasındaki ilişkiler dostluk üzerine değil, çıkarlar üzerine kurulur.

Ulus devletler sermaye sınıfının iktidar organlarıdır. Kendi sınırları içindeki pazar hakimiyetini güvence altına alırlar.

Diğer ulus devletlerle kurulan ilişkiler de sermaye sınıfının çıkarları esas alınarak düzenlenir.

Bu ilişkilerde din, milliyetçilik, mezhep asla gözetilmez.

Şayet gözetilseydi Türkiye ve İsrail asla ilişki kurmazdı. Oysa Türkiye’de Yahudi sermayesinin gücünü bilmeyen yoktur.

Sadece İsrail mi?..

Bakın Avrupa ülkelerine. En büyük ihracatı onlarla yapıyoruz. Yetmez 6 milyon Türkiye’li Müslüman Avrupa ülkelerinde çalışıp ekmek kazanıyor. Avrupa sermayesinin kazançlarını arttırıyor.

Gelelim bu Hristiyan topraklardaki Müslümanların hayatına…

Neredeyse Avrupa’nın her kentinde cami yapılmış. Müslümanlar buralarda özgürce ibadetlerini yapabiliyor. Daha da ötesi T.C. buralara imamlar göndererek dini hayatı düzenliyor. Hatta bu imamları istihbarat faaliyetinde bile kullandığı iddia ediliyor.

Karışan yok. İslam özgürce yaşanıyor.

Hadi tersinden bir soru soralım. Türkiye’de Hristiyan cemaat yeni kilise yaptırmaya kalksa Hristiyanlara tepki ne olur?

Hani mesela dedik. Biz Berlin’in merkezine cami yaptık ya, onlar da Ankara’nın ortasına kilise yapmaya kalksalar diyorum…

Tepkiler ne olur üzerine konuşmak istemiyorum. Aklıma Malatya zirve kitabevinde üç Hristiyanın boğazlarının kesilmesi geldi. Trabzon’daki papaz Santore cinayeti de cabası.

Hadi çok uzatmayalım. Dönelim Ortadoğuya. Sahi bilen var mı, kim kimle ne için savaşıyor?

Savaşan tarafların hepsi Müslüman. İslam adına birbirlerini boğazlıyorlar.

Kuranın farklı yorumlanmasından başlayan, iktidar hırslarıyla biçimlenen mezhep ayrışmaları asırlardır Ortadoğuyu kanlı bir boğazlaşmanın içine hapsetti..

Peki, gerçek Müslüman kim?

Bilen var mı? Örneğin İŞİD Müslüman değil mi? Ya El Kaide? ÖSO sizce hangi dine ait? Peki tüm bu grupların İslam adına katlettikleri Araplar, Kürtler, Türkmenler hangi dinin mensubu?

Gelelim İslam adına savaşan bu grupların destekçilerine…

Suudi Arabistan, Katar, Türkiye, ABD, İngiltere, İsrail, İran, Rusya vs vs. Say sayabildiğin kadar.

Bu ülkelerin tümünde sermaye egemenliği var. Dini aidiyetleri ise renkli. Her dinden var. Hasılı sermayenin çıkarları için Müslümanları savaştırıyorlar.

Peki böyle kanlı bir oyunun oyuncağı olan Müslümanların hiç kabahati yok mu?

Nasıl bir çelişkidir. Savaşın bir tarafı bombayı diğer tarafa atıyor ve “Allah-u ekber” diye çığlık atıyor. Karşı tarafta aynı öfkeyle doldurup boşaltıyor bombasını ve “Allah-u ekber” diye bağırıyor.

İki taraf da Allah adına cinayet işliyor. Aynı saatlerde ise Suud hanedanına ait prens ve prensesler eğlencenin, zevkin doruklarında yaşıyor. Bakın Türkiye’ye aynı tabloyu görürsünüz…

Unutmadan ekleyelim. Hatırlayın, reis Suriye sınırının mayınlardan temizlenerek 44 yıllığına İsrail’in tarım yapmasına kiralanmasını eleştirenlere manidar bir yanıt vermişti. “Sermayenin dini imanı olmaz.”

İşte herşeyin özeti budur…

‘Müslümanın müslümandan başka dostu yokmuş!’

Geçin bunları..

Ne zaman insanların dinine, mezhebine, ırkına bakmadan “Bu insan ve insanlar ezen mi ezilen mi” diye bakabilirsek herşey rayına girer.

İşte o zaman dünyayı kan gölüne çeviren bir avuç egemen sermayedarın sonu gelmiş demektir.

İşte o zaman başta Ortadoğu olmak üzere tüm yeryüzü cennete döner.

Hadi şimdi sorun kendinize. Ezenmisin, ezilen mi?

Verdiğin yanıta göre de safını tut!

Hala ne bekliyorsun kardeşim…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz