MESS grup sözleşmesi gece saatlerinde atılan imza ile sonuçlandı. Buna göre, ücretlerde ilk 6 ay için yüzde 27,44, ikinci 6 ayda enflasyon korumalı yüzde 30 artış sağlandı. Sosyal haklarda birinci yıl için yüzde 35 oranında, ikinci yıl ise enflasyon oranında artış yapılacak.
Eylül 2022-Eylül 2023 yılı dönemini kapsayan Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) grup sözleşmesi, 11 Ocak gece saatlerinde atılan imza ile sonuçlandı. 140 bin metal işçisini kapsayan grup sözleşmesinin sonuçlarına göre, ücretlerde ilk 6 ay için yüzde 27,44, ikinci 6 ayda enflasyon korumalı yüzde 30 artış sağlandı. Sosyal haklarda birinci yıl için yüzde 35 oranında, ikinci yıl ise enflasyon oranında artış yapılacak.
Pevrul; “Hep birlikte tarih yazdık!”
Türk Metal, Birleşik Metal-İş, Özçelik-İş ve MESS arasında dün gece saatlerinde yapılan son tur görüşmenin sonucu bugün sabah saatlerinde açıklandı. Türk Metal başkanı Pevrul Kavlak, varılan anlaşmayı, sosyal medya hesabından “hep birlikte tarih yazdık” ifadesiyle duyurdu.
Kavlak’ın açıklamasına göre ilk 6 ay saat ücretine yüzde 10 artı 3 lira 70 kuruş seyyanen zam ile toplamda yüzde 27,44 zam yapılacak. İkinci 6 ay ise enflasyon yüzde 30’un üzerinde gerçekleşirse enflasyon oranında zam alınacak, altında gerçekleşirse yüzde 30 zam alınacak.
Kavlak, sosyal haklarda birinci yıl yüzde 35, ikinci yıl ise enflasyon oranında artış yapılacağını duyurdu. İşçilere verilecek erzak çekinin bedeli ise 2022 ve 2023 için 400 lira olacak belirlendi.
İşçilerden tepkiler
İşçiler, imzalanan sözleşmenin ardından sosyal medya üzerinden yaptıkları yorumlarla tepkilerini ifade etti. Özellikle, Türk Metal başkanı Kavlak’ın ‘tarih yazdık’ açıklamasını ‘ti’ye alan işçilerden gelen bazı tepkiler şöyle:
“Tarih yazmışlar vay be! Hiçbir işe karışmasınız aslında çok daha iyi sonuç alınır. 25 yıl önce maaşlarla alınan 30 çeyrek altın 6’ya düştü. Sözleşmeler getiri değil götürü oluyor. 6 aylık enflasyon zamları, zafer dediğiniz rakamlardan çok daha fazla haberiniz var mı?”
“Gerçek enflasyon %100. Asgari ücrete %50 zam yapıldı. Devlet enflasyona %36 dedi. Sözleşmede alınan %27.44. Şimdi bunun adı satış değil de nedir? Her şeyin bir bedeli olmalı arkadaşlar.”
“Yüzde 27 nedir! Ancak enflasyonu kurtarır. 2. altı ay yüzde 30. Zaten enflasyon patlamış o da anca oraya gider. Yani refah payı yok. Enflasyona talim. Türk Metal yine şaşırtmadı. Allah bu işçinin memurun yardımcısı olsun. Acaba Sayın Başkan’ın maaşı ne kadar bilen var mı?”
Eleştiri ağırlıklı yorumların yanında, ‘başkanım çok yaşa’ yorumları da az değil elbette…
Sendikalar ne istemişti?
Sözleşme kapsamında MESS üyesi 179 şirkete bağlı 210 işyerinde 140 bin işçi çalışıyor. Bu işçilerin 127 bini Türk Metal üyesi, 11 bini DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş sendikasına üye, 2 bin dolayında işçi ise Hak-İş’e bağlı Öz Çelik İş üyesi…
Sendikalar, 2021 yılı Eylül ayı başlarında sözleşme masasına oturdu. Türk Metal, ilk 6 ay için yüzde 29,57, Birleşik Metal İş, yüzde 30,89 ücret artışı istedi. Pandemi koşullarına rağmen rekor kâr oranları açıklayan MESS patronları, sendikaların bu talebine karşılık; “ekonomik kriz”, “rekabet gücü”, “çip krizi” gibi uydurma gerekçeler ileri sürerek ücretlerde yüzde 12 dayatınca görüşmeler kesildi, uyuşmazlık zaptı tutuldu.
Ardından, her sözleşme dönemi tekrarlanan ‘film’ sahneleri devreye girdi. Fabrikalarda eylemler başladı. Kent meydanlarına çıkıldı. Grev kararları alındı. Patronların davetiyle yapılan görüşmede ücret 5 puan daha arttırıldı. Sendikalar ‘olmaz’ dedi. Mitingler, iş bırakma eylemleri yapıldı. Patronlar tekliflerini yüzde 21’e çıkardı ve nihayet işçileri, sonu öncesinden bağlanmış anlaşmaya razı etme çabaları ile bir arada eylemler, tepkiler sürerken sözleşme imzalandı.
Sendikaların % 29-30 teklifleri hızla ‘çöp’ oldu
Özellikle Kasım-Aralık aylarında Türk Lirası’nın hızla değer kaybetmesiyle adeta zam sağanağı başladı, para pula döndü. TÜİK yıllık enflasyon oranını yüzde 36 açıklarken bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu (ENAGrup) yüzde 82,81 açıkladı. Kaldı ki her emekçi birçok temel ihtiyaç maddesindeki yıllık enflasyonun yüzde 100’den fazla olduğunu kendi yaşamından biliyor.
Dolayısıyla, sendikaların ‘belirledik, masaya böyle oturduk, artık değiştiremeyiz’ dediği yüzde 29-30 zam teklifi hızla ‘çöp’ haline geldi. Teklifin revize edilerek gözü doymaz patronlara dayatılması gerekiyordu. Oldukça ağır şartlarda çalışan on binlerce metal işçisi, yoksulluk sınırı ücreti olan 13 bin liranın yarısına mahkûm edilmiş oldu.
Teklifin revize edilmesi mümkün müydü?
Bu sorunun yanıtı, “fabrikalarda söz-yetki ve karar kimde” sorusuna verilecek yanıtın içinde.
Birleşik Metal İş’e bağlı bir-iki şube ve fabrikayı saymazsak yanıt belli; İşçilerde değil!
Bu durumda elde ‘yine satıldık’ yakınmaları kalır.
Metal işçilerinin büyük çoğunluğu grup sözleşme süreci boyunca dönen tezgâhı, bu tezgâhın nasıl sonuçlanacağını biliyor. Kendi ekmeği masada pazarlık konusudur; mücadeleye daha sıkı sarılması gerekirken pasif seyircisi durumunda kalıyor.
Söz-yetki-karar; işçinin içinden çıkıp işçiye yabancılaşan, kurduğu mafyavari düzenekle temsilcileri, şube yönetimlerini belirleyen, büyük paralara hükmeden, patronlar ve devletle ‘derin’ ilişkiler içine giren Türk Metal gibi sendikalara kalmışsa işçiye kalan da verilene razı olup ‘yutkunmak’ olacak!
İşçi arkadaşların çalıştıkları her birimde komiteler kurmaları, birimlerden seçilen komite temsilcileriyle fabrika temsilciler meclisi gibi birliği-bütünlüğü sağlayan örgütlenme çalışmasına girişmeleri doğru olandır.
İşçi Gazetesi olarak kapımız mücadele etmek isteyen tüm işçilere sonuna kadar açıktır. Örgütlenme konusundaki deneyim ve birikimlerimizi paylaşmak, daha korunaklı bir örgütlenme süreci yürütmek için bize ulaşabilirsiniz.