Mart ayında 130, 2023 yılının ilk üç ayında en az 463 işçi hayatını kaybetti

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi 2023’ün ilk üç ayında ve Mart ayındaki iş cinayetleri raporunu yayınladı. Rapora göre, Mart ayında 130, 2023 yılının ilk üç ayında (90 günde) en az 463 işçi hayatını kaybetti.

İSİG raporunda Maraş depremleri sonrasında enkaz kaldırma, yıkım ve depolamayla tekrar gündeme gelen asbestin işçi-halk sağlığı sorunu olarak durduğunu kaydetti. Asbestin sağlık üzerine kanser, asbestozis, akciğer zarında kireçlenme, su toplama gibi etkileri olduğuna dikkat çekilerek şunlar söylendi:

 

“Deprem bölgesinde yıkım, enkaz kaldırma ve depolama süreçlerinde vereceğimiz mücadele, uzun vadede yüz binlerce insanımızın sağlığını ilgilendirmektedir. Şu an için asbest içeren büyük bir enkaz (ki toplamının Erciyes Dağı boyutlarında olduğu tahmin ediliyor), uygun olmayan bir yıkım ve enkaz kaldırma faaliyeti ile atıkların atıldığı yerlerin uygun olmadığını görüyoruz. İlk etapta dikkat edilmesi gereken acil hususların tekrar altını çizelim: Enkazlar profesyonel ekiplerce kaldırılmalıdır. İş makinelerinin çalıştırılma şekli etrafa asbest yayılmasını azaltabilecektir. Uygunsuz ve aşırı toz çıkmasına yol açacak biçimde yapılan enkaz kaldırma çalışmaları engellenmelidir. Enkaz kaldırma çalışmalarında sulama yapılması kaldırılan tozun etkisini azaltacaktır. Bu nedenle enkaz çalışmalarına sulama eşlik etmelidir. Kaldırılan enkazın döküleceği yerler doğru ve merkezi bir planlama ile belirlenmeli, rastgele hafriyat dökülmesi engellenmelidir.”

 

“Her gün en az 5 işçi katledildi”

İSİG Meclisi 2023 yılının ilk üç ayında tespit edilen en az 463 işçinin hayatını kaybettiğini açıkladı:

 

1- Bu yıl da her gün “en az” 5 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. En az diyoruz çünkü tespit ettiklerimiz basına yansıyanlar ya da bize bildirilenler. Bir yandan deprem bölgesinde kaybettiğimiz işçi arkadaşlarımızın bilgisine ulaşmak neredeyse imkansız. Diğer yandan deprem gündemi nedeniyle diğer şehirlerdeki iş cinayetlerinin de basına yansıması azaldı.

 

2- Depremde Hatay İskenderun Devlet Hastanesi binasının A bloğu yıkıldı. Enkaz altında tespit edebildiğimiz kadarıyla 18 sağlık emekçisi ve 80 hasta hayatını kaybetti. Hastanenin internet adresinde halen “1000 yatak kapasiteli tek yerleşke içerisinde yeni hastane binası en acil ihtiyaç olarak görülmektedir. 2012 yılında hastanemiz A Blok’unda yapılan ‘Deprem Dayanıklılık Testi’ raporu olumsuz gelmiştir. A Blok fiziki olarak eski olup 4-6 yataklı koğuş tipi odalar bulunmaktadır” ifadesi yer almaktadır. Mart ayında yapılan bilirkişi ve ön inceleme raporunda da “kolon, kirişlerde dere ve çay malzemesi kullanıldığı ve 2,5 cm ebatlarından büyük agregaların gözlendiği” ve yine zeminde sorunlar olduğu tespit edildi. Yine depremde yıkılan Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ek Hizmet Binası’nda da enkaz altında tespit edebildiğimiz kadarıyla 7 sağlık emekçisi hayatını kaybetti.

 

3- Depremde yıkılan Adıyaman Arsemas Hotel’de geçici görevlendirme ya da eğitim için bulunan 32 kimya işçisi, uygulama ve eğitim gezisi nedeniyle Adıyaman İsias Otel’de bulunan 32 rehber ve Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi’nin kulüp binasında kalan 8 güreşçi enkaz altında kalarak hayatlarını kaybettiler.

 

4- Uzun çalışma saatleri, yoğun çalışma, sigortasız çalışma ve her türlü kuralsızlığın hakim olduğu ve sendikal örgütlenmenin yok gibi ya da zayıf olduğu bir meslek moto kuryelik. Bu yıl da ölümlerin arttığı bir meslek olarak moto kuryelik raporlarımızda öne çıkıyor. Şu ana kadar 18 moto kurye iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.

 

5- İş cinayetlerinin önemli bir nedeni trafik, servis kazaları. Ancak bu ölümler iş cinayeti olarak değil trafik kazası olarak görülüyor. Oysa tır, kamyon, otobüs, servis minibüsü, taksi şoförleri uzun çalışma saatlerinde ve neredeyse dönüşümsüz çalışmaktalar. Diğer yandan araçların yeterli bakımı yapılmıyor ve eski araçlar kullanılıyor, yol aydınlatması veya düzenlemelerinde sorunlar var vb. Şoför ölümleri bir iş cinayetidir, yine servislerde birçok işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetmektedir. Ayrıca trafik kazaları birçok yurttaşında ölümüne neden olduğu için bir halk sağlığı sorunudur.

 

6- SGK iş kazası istatistiklerinde kadın işçi ölümleri toplam ölümlerin yüzde 2’sidir. Oysa biz kısıtlı olanaklarımızla 2023 yılının ilk üç ayında kadın işçi ölüm oranını yüzde 8 olarak tespit ettik. Bu ölümler esas olarak tarımda yoğunlaştığı (sigortasız olduğu) için kayda alınmıyor.

 

7- Sayısı 7-8 milyona ulaşan ve büyük bir çoğunluğunun “ücretli çalışan” olduğu göçmen işçilerin iş cinayeti sonucu ölümleri de artıyor. Bu yılın ilk üç ayında en az 24 göçmen iş cinayeti tespit ettik. Bu işçilerin yüzde 54’ü ise Suriyeli ve Afganistanlı. Bu durum Türkiye’de göçmen işçiliğin mültecilik temelinde hayata geçtiği gerçeğini ortaya koyuyor.

 

8- İş cinayetlerinde ölen işçilerin 29’u sendikalı (yüzde 6,26) 434’ü sendikasız (yüzde 93,76).

 

9- İş cinayetleri, deprem bölgeleri dışında esas olarak sanayileşmiş büyükşehirlerde yoğunlaşıyor. Diğer yandan tarımsal bölgelere ve her şehirdeki inşaat faaliyetlerine dikkat çekmek gerekiyor. Yine Anadolu şehirlerinin neredeyse tamamına yayılan OSGB gerçekliği var. 2023 yılının ilk üç ayında 60 şehirde iş cinayeti tespit etmiş durumdayız.