Bir varmış bir yokmuş. Bir zamanlar ülkenin birinde halk geçim zorluğundan bunalmış. Geçim zorluğu arttıkça vergi de artıyormuş. Ne yaptığını bilmez ne yapacağını şaşırmış halde dolanır dururmuş. Padişahın danışmanları da padişah soyunun devamı için hazinenin dolmasına çalışır, iki de bir Devletlim yeni bir vergi gerek derlermiş. Padişah onları dinlermiş elbet. Sonunda “Peki” demiş “vergiyse vergi de, vergi konmadık şey kalmadı. Bulun bir vergi sebebi.” Danışmanların en olgunu en bilmişi “Aman hünkarım” demiş “Ondan kolay ne var. Adı İbiş olanlardan vergi alınır bir. Sonra tavuk satanlardan vergi alınır iki. Karısından korkanlardan vergi alınır üç. Başı kel olanlardan vergi alınır dört… Bu vergilerden de kimse şikayet edemez. Nasılsa herkesin adı İbiş değil… Herkes de tavuk satmıyor… Karısından korkmayan yok ama herkesin başı kel değil. Eh kimse bu vergi halkı etkiliyor diyemez. Eh, kimse bu vergilere ses edemez, hazine de boş kalmaz!”
Vergicilere buyruk verilmiş. Adamlar çarşıya pazara salınmış. Adamlar o gün pazara inmiş soluğu köylünün başında almış. Köylünün elinde dört tavuk varmış. “Hayrola” demişler “Tavuk mu satıyorsun?” Adamcağız alıcı bulmanın heyecanıyla başını sallamış. Vergiciler “Tamam” demişler “Ver bir akçe, tavuk satma vergisi? Ne akçesi? şimdi indim pazara. Bir akçem olsa, kümesimin tavuklarını satar mıyım? Hem nerden çıktı bu vergi, dün yoktu. “Padişah emri. Bugün vergi kondu tavuk satışına. Paran yoksa, tavuğunun birine el koyduk.” Köylü çekmiş tavuğu, vergiciler çekmiş bu çekişme arasında köylünün başından takkesi düşmüş. Adamcağızın başı kelmiş. Vergiciler ellerini oğuşturmuşlar “Vaay” demişler. “Senin başın kelmiş haaa! Ver bakalım bir akçe kellik vergisi!” Adam yeniden itişip kakışmaya, itiraza kalkışmış boşuna. İkinci tavuk da gitmiş kellik vergisine. Ve ağlamaya başlamış biçare: “Vay kadersiz İbiş, sen şimdi eve gidince karına ne diyeceksin!” Bu sözleri duyan görevliler kıs kıs gülerek geri dönüp çullanmışlar zavallının üstüne, “Adın İbiş mi? “Evet ” “Yaa karından da korkuyorsun üstelik…Değil de…Hadi hadi kulağımızla duyduk. Hadi ver bakalım İbişlik vergisiyle kılıbıklık vergisi olarak şu tavukları!”
İşte böyle köylü dört tavuğunu vergi diye ödemiş de padişahın gönlü olmuş.
Hükümetin hazırladığı yeni vergiler, adeta İbiş’ ten beter edecek bizi. Gerçekten, ev. arabada hem alandan hem de satandan vergi almak, kredi kartı limiti üzerinden vergi almak tamda böyle bir şey.
Kıssadan hisse, biz İbiş oldukça vezirler çok fikir bulur, padişah çok vergi salar.