Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 8. Dönem Kamu Toplu Sözleşmesi Hazırlık Toplantısı öncesinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın önünde basın açıklaması yaptı. Sendikanın Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, maaşlarının Temmuz 2025 itibariyle yüzde 94 arttırılmasını, yoksulluk sınırı altında maaş istemediklerini ifade etti.
Yürüyüş esnasında “TİS masası yandaşların değil, emekçilerin mücadele alanıdır” pankartı açılırken “Sefalete teslim olmayacağız”, Sadaka değil toplu sözleşme”, “Genel grev, genel direniş”, “Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek” ve “Hak verilmez alınır, zafer sokakta kazanılır” sloganları atıldı.
Görüşmelerin ertelenmesi kınandı
Yaklaşık 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi ilgilendiren toplu sözleşme sürecinin tek taraflı yönetildiğini belirten KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, her sene 1 Ağustos’ta başlayan toplu sözleşme görüşmelerinin Bakan Işıkhan’ın yurtdışı ziyaretlerinin gerekçe gösterilerek 4 gün erken başlatılmasına tepki göstererek, “Günleri mi karıştırdınız? Yoksa kendi yaptığınız yasa sizi bağlamıyor mu? ‘Bakanımızın yurtdışı programı nedeni ile takvimi öne aldık’ gibi sıradan bir gerekçe ile yasayı keyfi olarak çiğnemeye hakkınız var mı? Kendi yaptığı yasayı ayaklar altına alanları ve bu hukuksuzluğa seyirci kalarak onaylayanları buradan kınıyoruz” dedi.
“Yoksulluk sınırının üstünde ücret istiyoruz”
Koçak, kamu emekçilerinin Temmuz 2025’te aldıkları maaşların yüzde 94 artırılmasını, Ocak 2026 itibarıyla da maaşların 100 bin TL’ye ulaşmasını talep ettiklerini belirtti. En düşük maaşın Temmuz itibarıyla 50 bin 460 TL olduğunu hatırlatan Koçak, bu ücretin yoksulluk sınırının altında kaldığını, Ocak 2026’da en az yüzde 98 zam yapılması gerektiğini söyledi.
Kira, çocuk ve eş yardımı artırılsın
KESK’in talepleri arasında, seyyanen ödenen 18 bin 682 TL’nin taban aylığa dahil edilmesi, eş yardımının 4 bin TL’ye, çocuk yardımının her çocuk için 5 bin TL’ye çıkarılması ve büyükşehirlerde 13 bin 500 TL, diğer illerde ise 11 bin TL kira desteği sağlanması da yer aldı. Tüm bu kalemlerin üç ayda bir yoksulluk sınırındaki artışa göre güncellenmesi talep edildi.
“Yarım maaş değil, tam zamanlı kreş hakkı istiyoruz”
Koçak, kadın emekçilere dayatılan yarı zamanlı, güvencesiz çalışmaya karşı çıktı. “Yarım sigorta, yarım kadro değil; tam zamanlı, anadilinde, ücretsiz kamu kreşleri istiyoruz” dedi. Bu kreşler hayata geçirilene kadar her çocuk için aylık 7.500 TL kreş desteği verilmesini istedi.
“Sendikal ayrımcılık son bulmalı”
Sendikal örgütlenme özgürlüğünün önündeki tüm engellerin kaldırılması gerektiğini belirten Koçak, kamu hizmetlerinin nitelikli, parasız ve anadilinde sunulması için kamusal istihdamın güçlendirilmesini, özelleştirmelere son verilmesini ve kamu kaynaklarının sermayeye aktarılmasına son verilmesini talep etti.
“Yetkili sendikanın yetkisi emekçiler için hükümsüzdür”
Koçak, hükümetle masaya oturan “yetkili sendikanın” taleplerin arkasında durmadığını belirterek şunları söyledi:
“Sendikacılık sadece talep etmek değil, o talebi örgütlemek ve arkasında durmaktır. Mücadele etmeden geri çekilmek alışkanlık haline geldiyse, o sendikanın yetkisi de emekçiler nezdinde hükümsüzdür. Tek çare, kaybedenlerin omuz omuza vererek birleşmesidir. Grevli toplu sözleşme, insanca yaşam, güvenceli iş ve halktan yana kamu hizmeti için mücadeleyi büyütmek zorundayız.”
Kaynak: evrensel.net / 28 Temmuz 2025