TÜRK-İŞ konfederasyonuna bağlı sendikalar, açıklanan Kamu Çerçeve Protokolü sürecine ilişkin eylem planı kapsamında, 3 Temmuz günü 81 ilde AKP il binaları önüne yürüyerek Saray Rejiminin dayattığı sefalet zammını protesto etti. hükümeti istifaya çağırdı.
Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde hükümeti temsil eden Türk Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası’nın (TÜHİS) ilk altı ay için yüzde 17, diğer altı aylar için ise sırasıyla yüzde 10, yüzde 7 ve yüzde 5 gibi sefalet ücreti dayatmalarına tepki gösteren yüz binlerce kamu işçisinin eylemleri devam ediyor.
“Eylemse eylem, grevse grev”
Ankara’da yapılan eylemde, Sakarya Caddesi’nde toplanarak AKP Ankara İl binasına yürüyen işçiler, “İş, ekmek yoksa barış da yok”, “İşçiler elele, genel greve”, “Başkan bizi greve çıkar”, ”Direne direne kazanacağız”, Hükümet zammını al başına çal” sloganlarıyla dayatılan sefalet ücretini protesto etti.
İstanbul’da Sütlüce’de bulunan AKP il binası önü, eylemden saatler önce yüzlerce polis tarafından korumaya alındı. İşçiler, demir bariyerlerle çevrelenen bina önüne yaklaştırılmadı.
İşçilerin, genel grev talebinin sıkça dile getirdiği, tüm illerde gerçekleştirilen eylemlerde Türk-İş merkezinin hazırladığı basın açıklaması okundu. Basın açıklamasının metni şöyle:
BASINA VE KAMUOYUNA DUYURULUR
Basınımızın Kıymetli Temsilcileri,
Değerli Emekçi Kardeşlerim,
81 İLDE AK PARTİ İL BİNALARI ÖNÜNDEN SESLENİYORUZ!
2025 yılı Toplu İş Sözleşmesi sürecinde kamu işçilerinin insanca yaşam taleplerini görünür kılmak, kamuoyunu bilgilendirmek ve hükümetin sorumluluklarını yerine getirmesini sağlamak amacıyla başlatmış olduğumuz eylem süreci kararlılıkla devam etmektedir.
Geçtiğimiz hafta işyerleri önünde gerçekleştirdiğimiz bildiri okumalarının ardından, bu hafta şehir meydanlarında kitlesel basın açıklamaları gerçekleştirdik. Tüm illerimizde eş zamanlı olarak planlanan bu açıklamalar, kamu emekçilerinin birliğini ve taleplerinin ciddiyetini gösterecek önemli bir adımdı.
Bugün de eylem planımız dahilin de, Türkiye’nin dört bir yanında AK Parti İl Binalarının önündeyiz.
Çünkü artık sabrımız kalmadı! Çünkü artık yoksulluğa, adaletsizliğe, duyarsızlığa tahammülümüz kalmadı!
Biz bu ülkenin çalışanları, biz bu halkın emekçileriyiz.
Ama bugün yaşam mücadelesi veriyoruz!
Geçim derdi bu kadar büyümüşken, bizlere sunulan sözde zam teklifleriyle alay ediliyor.
TÜİK’in rakamlarıyla, halkın gerçeği gizleniyor.
Az kazanandan çok vergi alınıyor.
Hayat pahalılığı karşısında maaşlarımız buharlaşıyor.
Artık yeter!
İşte bu yüzden, bu seferde buradan AK Parti il binaları önünden taleplerimizi bir kez daha dile getirecek sesimizi hep birlikte yükselteceğiz.
TALEPLERİMİZ…
- İNSAN ONURUNA YAKIŞIR BİR ÜCRET İSTİYORUZ!
-TÜİK’in verileri yaşadığımız geçim sıkıntısını yansıtmıyor.
– Sözleşme teklifleri, TÜİK’in verilerine değil, pazarda, mutfakta yaşanan gerçeklere göre hazırlanmalıdır.
– İnsanca yaşanabilecek, geçim koşullarına uygun bir ücret talep ediyoruz.
- GERÇEKÇİ VE ADİL BİR TOPLU SÖZLEŞME İSTİYORUZ!
– Hükümetin masaya getirdiği teklifler, emekçiyi oyalamaktan ibarettir.
– Toplu sözleşme, emekçinin iradesine ve yaşam şartlarına uygun olmalıdır.
– Emekçilerin sesi dikkate alınmadan yapılan hiçbir teklif meşru değildir.
- VERGİDE ADALET İSTİYORUZ!
– İşçinin maaşı daha eline geçmeden vergiyle eriyor.
– Az kazanandan çok, çok kazanandan az vergi alınan bu sistem adaletsizdir.
–Gelir vergisi matrahı adaletsiz sistemi sona erdirecek şekilde adil ve kademeli olarak düzenlenmelidir.
- GEÇİM SIKINTISINA ACİL ÇÖZÜM İSTİYORUZ!
– Kira, fatura, gıda, ulaşım… Her şey zamlandı ama maaşlarımız erimeye devam ediyor.
– Emekçiler kredi kartlarıyla, borçla, eksik beslenmeyle yaşamaya zorlanıyor.
– Halkın sofrasına, cebine, yaşadığı hayata bakılmadan ekonomi toparlanamaz!
- GÜVENCELİ ÇALIŞMA VE İŞ GÜVENCESİ İSTİYORUZ!
– Taşeron sistemine, güvencesiz çalışmaya son verilmelidir.
– Kamu işçisinin geleceği koruma altına alınmalıdır.
– Bugün işi olan, yarını için kaygı duymamalıdır.
- EMEĞE SAYGI, İŞÇİYE DEĞER İSTİYORUZ!
– Alın terine değer verilmediği sürece adalet sağlanamaz.
– Biz çalışıyoruz, biz üretiyoruz, biz bu ülkenin temel direğiyiz.
– Emek yok sayılırsa, üretim de adalet de kalkınma da mümkün değildir!
Bugün buradayız,
Çünkü başka çaremiz kalmadı.
Çünkü duymayan kulaklara, görmeyen gözlere artık ses yükseltme zamanı geldi.
Sadaka değil, hakkımızı!
İkram değil, emeğimizin karşılığını istiyoruz!
Sefalet değil, onurlu yaşam istiyoruz!
Ve unutulmasın:
İşçiyiz, emekçiyiz, haklıyız, kazanacağız!
Direne direne kazanacağız!