İtfaiye görevlisi: “Mesleğimiz tanınsın, işimiz tanımlansın”

Antalya’dan itfaiye görevlisi yazdı: “Umudumuz felaket anında değil her an felaket gelecekmiş gibi itibar görmek. Bu bizi ziyadesiyle mutlu edecektir. Unutulmasın ki herkesin kaçtığı yere itfaiyeciler koşarak girmektedirler.”

Üç yüz yılı aşkın bir tarihi olmasına rağmen, günümüzde yangından dolayı önemli can ve mal kayıpları meydana gelmesine, çoğu zaman tarihi hazinelerimizin yangın nedeniyle yok olmasına ve ülkemizin deprem, sel heyelan gibi doğal afetlerin sık rastlandığı bir bölgede bulunmasına rağmen itfaiye kuruluşlarına gerekli ve yeterli önem bugüne kadar verilmemiştir. İtfaiye denilince garaja benzer bir yerde birkaç su tankı ve hortum tutan birkaç personel akla gelmektedir. Şunu belirtmek isterim ki ülkemizde itfaiyeler belki sevilen fakat önemi bilinmeyen ve küçümsenen kuruluşlardır. Gelişmiş ülkelerde ise itfaiye sevilen, önem verilen ve saygı duyulan bir teşkilattır. Kuşkusuz eğitim sistemi ve yönetmeliği olmayan çağdaş haberleşme sistemi bulunmayan ve modern araçlardan yoksun iki su tankının bulunduğu yere itfaiye demek mümkün değildir ve birçok şehrimizdeki itfaiyelerimiz maalesef beklenen seviyenin altındadır.

Yerel yönetimlerin 7/24 angarya işlerde kullanabildiği bir birim olmaktan çıkarılarak Orman Genel Müdürlüğü, AFAD gibi belediyeler bünyesinden alınıp kurumsallaştırılması gereken en önemli mesleklerden biri  olmalıdır, fakat Türkiye’deki itfaiye teşkilatlarında merkezi bir birliğin olmaması ve yerel yönetimlerin bünyesinde bulunmasından teşkilat çalışanları arasında statü, standart, özlük ve sosyal haklar gibi birçok durumda da farklılıklar görülmektedir. Bunun giderilmesi adına yapılacak en kapsamlı çalışma itfaiye teşkilatları tek çatı altında toplanmasıdır. Bununla birlikte memur itfaiyeci haricinde, kadrolu işçi, taşeron, sözleşmeli memur gibi çeşitli statülerde de görevlendirme usulüyle itfaiyeci çalıştırılmaktadır. Tek statüde (memur) itfaiye personeli çalıştırılması gerekmektedir.

Eşit işe eşit ücret adaleti ve iş bölümü uygulanmalıdır. Yerel yönetimlerin siyaset odaklı kurumlar olması hasebiyle itfaiye birimlerinde liyakatten öte siyasi gücünü kullanan personelin büyükşehir belediyelerinde özellikle amir koordinatör teknik sorumlu gibi statülerde liyakat sahibi olmayan insanların görev alması personel psikolojisinde olumsuz etki yapmaktadır. Ayrıca özellikle büyükşehir belediyelerinin görev alanı geniş olmasından personelin merkeze dayalı adres sisteminde görünen adresinden uzak ilçelere görevlendirme ya da atama şeklinde cezalandırma birimi olarak itfaiyenin kullanılması -ki geçmiş yıllar Antalya’da siyasi iktidarın gücünü eline almış belediye başkanı bu bahsettiğim durumu en yalın haliyle uygulamışlardır- itfaiye çalışanlarını mağdur etmektedir.

Bu zorlukların içerisinde itfaiye en tehlikeli meslekler arasında yer almasına rağmen sağlık, eğitim, emniyet gibi hizmet sınıflarına ek gösterge verilmesine rağmen, itfaiyecilik mesleği adına böyle bir çalışma yapılmamış hatta daha meslek sınıfına alınmamıştır. Lafın özüne gelecek olursak biz itfaiye personeli Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bir gün değil her gün değer görmek istiyoruz. İtfaiyelerin daha iyi duruma gelmemesinde en büyük faktör yasal düzenlemelerdir. Çağ dışı diyebileceğimiz düzenlemeler ve davranışlar nedeniyle itfaiye gerçek kimliğine şimdiye kadar ulaşamamıştır. Umudumuz felaket anında değil her an felaket gelecekmiş gibi itibar görmek. Bu bizi ziyadesiyle mutlu edecek, devamında bu şartlara rağmen meslek aşkı ve heyecanımız artarak devam edecektir. Unutulmasın ki herkesin kaçtığı yere itfaiyeciler koşarak girmektedirler.

KaynakEvrensel

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz