İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) şirketi İSPER AŞ’ye bağlı çalışan İSKİ ve İGDAŞ işçileri, belediye binası önünde eylem yaparak imzalanan sefalet sözleşmesini protesto etti.
Üyesi oldukları DİSK/Enerji-Sen ile birlikte belediye binası önünde eylem yapan işçiler, işyerinde yetkili sendika olan TES-İŞ’in işçilerin haklarını savunmaktan uzak sarı bir sendika olduğunu belirterek TES-İŞ’in İSPER ile imzaladığı sefalet sözleşmesini kabul etmeyeceklerini vurguladılar.
Polis ve İBB’nin güvenlik görevlileri bina önünü kuşatılarak işçilere kapattı. Polisin engelleme girişimlerine karşın alt geçitte toplanan işçiler sloganlarla İBB binasına yürüdü.
Eylemde açıklama yapan Enerji-Sen Genel Başkanı Süleyman Keskin, İstanbul koşullarında yoksulluğun bu denli arttığı dönemde, bir evin kirasının en az 10 bin lira olduğu zamanda işçilere ne kadar maaş aldıklarını sordu. İşçilerin 12 bin lira yanıtının ardından Keskin, yemek için 32 lira verildiğini söyledi. Kadro için de mücadele edeceklerini ifade eden Keskin, yazın kışlık, kışın yazlık kıyafet alan işçiler için attıkları bir tweetten sonra tweeti kaldırmaları için arandıklarını depodan kıyafet vereceklerini söylediklerini anlattı.
Enerji işçileri köle değildir
Enerji işçileri adına konuşan İSKİ işçisi ve Enerji-Sen YK üyesi Olgay Sarı açıklamada şunları söyledi:
“Bugün buraya bir gerçekliği anlatmaya ve kamuoyuyla paylaşmaya geldik. Geçmiş dönemde sarı sendikanın imzalamış olduğu sefalet sözleşmesinden sonra ilk etapta 11 lira sonrasında 32 lira olan yemek ücretiyle İstanbul koşullarında karnımızı doyurmaya çalıştık. Sarı sendikanın yapmış olduğu en son toplu iş sözleşmesinde belirlenen yemek ücreti, yine belirlenen resmi yemek ücretinin altında kalarak sefalete mahkum edilmiş olduk.
Ortak sayaç okuma projesiyle iş gücünden tasarruf ettik diye övünen, fakat işçilerin çalışma koşullarını zorlaştıran, işi yapılamaz ve ilerletilemez duruma getiren İSPER A.Ş ve onu denetlemek ile yükümlü olan İSKİ ve İGDAŞ, işin yapılışını asla denetlemedi ve biz enerji işçilerini hastalığa mahkum ettiler. Ortak sayaç okuma projesiyle iş kazaları ve meslek hastalıkları arttı. Birçok arkadaşımızda kronik ve kalıcı hastalıklar ortaya çıktı. Bizlerden gece evlerimizde uyurken endeksörlerimize işler, gece saat 00.00’de atılarak yataklarımızdan kalkıp atılan iş adetlerini onaylamamız istendi ve yıllardır bu uygulama yüzünden uykumuz bölünerek çalıştırıldık.
Taşerona hayır, kadro hemen şimdi
Verilen iş kıyafetleri kadrolu işçilere kaliteli verilirken akşama kadar sahada çalışan biz işçilere, en kötü kıyafetler verildi. Botlarımız su aldı, ayakkabılarımız yırtıldı, montlarımız, yağmurluklarımız su geçirdi. Birçok arkadaşımıza ise kışın verilmesi gereken ekipmanlar verilmedi.
Enerji işi kamu işidir ve bu sektörde çalışan her bir işçinin bedenini dinlendirmesi için 2 gün tatil hakkı vardır. İSKİ ve İGDAŞ’ta çalışan kadrolu işçilerinde bu hakkı varken İSPER A.Ş’de çalıştırılan 696 Sayılı KHK ile kadro verilen İSKİ İGDAŞ işçileri olan bizler, 2 gün tatil hakkı kenara dursun, sahada eksik personelle çalıştığımız için her geçen gün iş yükleri katlanarak belimizi büktü. Bu durum, aynı zamanda yöneticilerin, yapılan işten bir haber olduğunun da en büyük göstergesidir.
Tutulan tutanaklar, yetersiz ekipmanlar, uygulanmayan işçi sağlığı ve iş güvenliği kanunun yanı sıra sarı sendikanın yeni dönemde yapmış olduğu toplu iş sözleşmesiyle bizler, zaten kıt kanaat geçiniyorken sefalete mahkum edildik. Biz işçilerin anlattıklarımızdan daha çok anlatacaklarımız var elbet. Lakin bizleri büyükşehir belediyesi önüne getirmeye zorlayan bu koşullara, dur demek istiyoruz. Memlekette her geçen gün enflasyon artıyorken, yeni dönem yapılan toplu iş sözleşmesiyle enerji işçilerinin maaşları eridi. Bu yüzden sefalete mahkum olmak istemiyoruz demek için buradayız. Sözde kadro verilen İSKİ İGDAŞ işçileri olarak hakkımızı alana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.”