İSİG Meclisi’nden Tuzla’da eylem: “Tersanelerde iş cinayetlerini durduracağız”

İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, 2020 yılına ilişkin iş cinayetleri raporunu tersaneler bölgesi Tuzla’da yaptığı bir eylemle açıkladı. Rapora göre bir yılda iş cinayetleri sonucu 2427 işçinin hayatını kaybetti, son 8 yılda hayatını kaybeden tersane işçisi sayısı ise 226. İSİG Meclisi’nin çağrısıyla düzenlenen eylemde bir araya gelen emekçiler, son dönemde polisiye baskılarla karşı karşıya olan Limter İş sendikasıyla da dayanışmalarını ifade etti

İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi bileşenleri, akşam saatlerinde Tuzla İçmeler Köprüsü’nde bir araya gelerek tersanelerdeki iş cinayetlerini ve Limter-İş’i hedef alan baskıları protesto etti. Limter-İş’in yanında olduklarını belirten İSİG bileşenleri, tersanelerde yaşanan iş cinayetleri üzerine hazırladıkları raporu da açıkladı.

Tersaneler raporuna geçilmeden önce Deriteks Genel Sekreteri Ayhan Yanılmaz, İSİG Meclisi’nden Murat Çakır, Sinbo ve Migros direnişleri birer konuşma yaparak tersane işçilerinin mücadelesiyle dayanışmalarını ifade etti. Eyleme DİSK’e bağlı Limter İş, Enerji Sen, Dev Yapı İş, Dev Turizm İş sendikaları ile İnşaat İş, DDG SEN, TOMİS, Halkevleri ve ESP üyeleri de katıldı.

“Bıçak kemiğe dayandı, geçinemiyoruz!”

Daha sonra İSİG raporunu açıklayan Limter-İş Genel Başkanı Kamber Saygılı, şöyle konuştu:

İşe giderken yollarda geçen saatler. İşyerinde güvencesiz çalışma koşulları: Uzun çalışma saatleri, iki kişinin yapacağı işi tek başına yapma, kötü yemekler, alınmayan iş güvenliği önlemleri, patrondan hakaret… Yaşamak için değil adeta çalışmak için yaşıyoruz! Evde kira, gıda-eğitim-sağlık giderleri ve elektrik-su-doğalgaz faturaları… Resmi enflasyon yüzde 15 ama gerçekte enflasyon yüzde 35-40’a varmış durumda. Bıçak kemiğe dayandı, geçinemiyoruz!

“Türkiye’de tarihin en büyük sağlık emekçileri merkezli ‘işçikırımı’ meydana geldi”

İşte güvencesizlik tam da bu! Güvencesizliği bugünün proleter çalışma ve yaşam disiplini haline getiren AKP’nin iktidar yılları boyunca İş Cinayetlerinde yaklaşık 27 bin işçi hayatını kaybetti… Diğer yandan koronavirüs salgınıyla beraber sermaye güvencesiz, esnek ve kuralsız çalışma koşullarını daha da ağırlaştırdı ve yaygınlaştırdı. Sonuç ise ortada! Türkiye’de tarihin en büyük sağlık emekçileri merkezli ‘işçikırımı’ meydana geldi. 2020 yılında İş Cinayetleri sonucu 2427 işçi hayatını kaybetti, siyasal/ekonomik krizi aşmak için işçiler daha çok öl(dürül)dü…

“Son sekiz yılda tersanelerde en az 226 işçi arkadaşımızı kaybettik”

6331 Sayılı İSG Yasası’nın yürürlüğü girdiği 2013 yılından bugüne tersane/gemi sektöründe 226 işçi hayatını kaybetti:

  • İş cinayetleri Tuzla, Aliağa ve Altınova’daki tersanelerde yoğunlaştı. Diğer yandan açık denizde birçok gemi işçisi can verdi…
  • En çok ölüm boğulma, ezilme, yüksekten düşme, patlama, yanma, kalp krizi ve nesne çarpması sonucu meydana geldi…
  • Tersanelerde taşeron sistemi ölümlere yol açan çalışma koşullarını oluşturuyor. Gemi işçileri ise açık denizde kuralsız bir çalışmaya maruz kalıyor…
  • Sektörde Türkiye’nin dört bir yanından gelen işçiler yer alırken yine birçok göçmen işçi de çalışıyor. İş cinayetleri ulusal, etnik köken dinlemiyor. Yani ortak mücadele ortak örgütlenme gerekiyor…

“Limter-İş tersane işçilerinin sesidir!”

Limter-İş Sendikasının Tuzla’daki işçi mücadelesinin son 30 yılda yaşadıklarına karşı her zaman sesi olduğunu belirten Saygılı, 1995 yılı sonrasında işçi ölümleri olduğunda toplu iş bırakmalarının yapıldığını, yolların trafiğe kapatıldığını söyledi. Saygılı, 2005 yılı ile birlikte Limter-İş öncülüğünde tersane işçileri devlet ve sermayenin örgütü GİSBİR’e karşı mücadele bayrağını yükselttiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti:

Talepler şunlardı: “Pek çok işçinin ölümüne ve yüzlercesinin yaralanmasına yol açan iş koşullarıyla toplama kamplarından farksız olan tersanelerde, iş cinayetlerinin sorumlularının yargılanması. İş güvenliği tedbirlerinin alınması. Uzun çalışma saatlerine son verilmesi. Her tersaneye sağlık ekipmanı sağlanması. İşçilerin hak ettikleri ücretlerin zamanında ödenmesi ve yatırılmayan sigorta primlerinin yatırılması. Taşeronlaştırmaya son verilmesi. Sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması.”

Mücadele sonucu 2006 ve 2007 yıllarında da Limter-İş’in Genel Başkanı, Genel Sekreteri ve Eğitim Uzmanı tutuklama saldırısına maruz kalmıştı. Ancak bu baskılar 2008 yılının Şubat ve Haziran aylarında Tuzla Havza grevlerinin gerçekleşmesini engelleyemedi. Bugün de tersane işçilerinin mücadelesi devam ediyor, baskılar da sürüyor. Son olarak Limter-İş Örgütlenme Uzmanı Deniz Bakır tutuklandı. Ancak tersane işçilerinin mücadelesi geçmiş de olduğu gibi bugün de sürecek…

“Direniş ve dayanışma yaşatır!”

2016 yılında 1970 işçi, 2017 yılında 2006 işçi, 2018 yılında 1923 işçi, 2019 yılında 1736 işçi, 2020 yılında 2427 işçi… Sermayenin ve iktidarın örtemediği bir gerçek, yana yakıla devam ediyor. İş cinayetleri ve meslek hastalıkları had safhada, işsizlik ve borçlar büyüyor, işçilerin örgütsüzlüğü sürüyor. Ancak işçiler de direnişin yeni biçimlerini bulmaya çalışıyor…

İşçi sınıfı tam da bu noktada örgütlenmeli, birlik ve dayanışma içinde olmalı ve yine işçi sınıfının evrensel değerleri olan eşitlik, özgürlük, kardeşlik ve barış için örgütlenmeli. Yaşamak ve yaşatmak için örgütlenmeli.

Saygılı, açıklamayı sonlandırmadan önce, iş cinayetlerinde kaybedilen işçileri andı ve iş cinayetlerinin yaşanmadığı bir ülke için mücadele edeceklerini söyledi.

KaynakSendika.org

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz