HER GÜN 1 MAYIS; HER GÜN KAVGA

1 Mayıs, bu ülkede egemenler için her zaman korku sebebi olmuştur. Varlığını halkların ve işçi sınıfının inkâr ve imhasına borçlu bir devletin ‘ olağan’ korkusu. Yıllarca yasaklanan, önüne geçemediğinde kurşunlar sıkılan gün oldu 1 Mayıs.

İrfan Taşkıran

2021 1 Mayısına günler kala, bütün bir devlet teşkilatı, işçi ve emekçilerin mücadelesinin önüne geçmek için, yurdun dört bir yanında eylem etkinlik yasakları getiriyor. Çiğ köfte broşürü serbest, 1 Mayıs bildirisi yasak. Sapık şeyhlerinin cenazeleri, lebaleb kongreler serbest, 1 Mayıs yasak. Tıka basa dolu servis, otobüs, minibüslerle her gün işe gitmek, kalabalık iş yerlerinde, ofislerde, hizmet sektöründe çalışmak serbest, 1 Mayıs ta bir araya gelmek yasak. Bu, rejimin kısa özetidir.

1 MAYIS 2021’E GİDERKEN

1 Mayıs 2021″i nasıl karşılıyoruz?

Dünya’da gittikçe belirginleşen emperyalistler arası paylaşım savaşı açık çatışmaya doğru giderken, hemen her ülkede İşçiler, emekçiler yeni bir dünya düşü için alanlarda. Pandeminin sonuçlarını en acı biçimde yaşayan ‘dünyanın lanetlileri’ daha yaşanabilir bir dünya istiyor. Kapitalist emperyalist sistemin buna cevabı daha fazla saldırı, katmerli sömürü politikaları oluyor. Her yerde en gerici, en işçi ve halk düşmanı iktidarlar iş başında.

Bu politikaların ülkemizde ki temsilcisi saray rejimi, rant yağma ve savaş ekonomisine dayanan politikaları ile sermaye ve emperyalist efendilerinin hizmetinde. Bir yandan ABD politikaları ile uyumlu bir şekilde saldırgan bir tarzda sağa sola savruluyor. Diğer yandan kimin sömürgesi olacağına dair AB ve ABD arasında ki çekişmeye maruz kalıyor. Hedeflenen bir yandan Dubai gibi kişiliksiz, kimliksiz, insansız bir finans merkezi diğer yandan Malezya  gibi ucuz iş gücü cenneti haline getirilmiş bir ülke. Başkanlık sistemi, bunu sağlayacak, bürokratik, yasal ve toplumsal engelleri ortadan kaldıracak bir sistem olarak tasarlandı. İşin bir yanı da, beşli çete eliyle Amerikan sermayesi yaratarak AB’nin etkisini kırmak olarak açıklanabilir.

Meclisin işlevsiz hale getirilerek, hem de gördüğü şal görevini bile feda ederek, muhalefeti yedeğine alarak, alamadıklarını HDP örneğinde olduğu gibi baskıya maruz bırakarak etkisiz hale getiriyor. Sendikalar en iyi haliyle birer basın bürosuna, devlet katında birer dilenci haline getirilerek işçinin gücü kırılmak isteniyor. Medya sosyalist basın hariç saray rejiminin uzantısı olarak, bir yalan ve karartma organizasyonu olarak iş görüyor. Yargı, polis teşkilatının bir uzantısı halinde sopa olarak kullanılıyor. Diyanet, inançları kirleterek, kitleleri uyutmanın aparatı.

Her tarafından irin ve kan akan bir düzen kısacası. Salgın hastalık, kitleleri yönetmenin bir aracı haline getirildi. İşçiler, açlıktan ölmek ile hastalıktan ölmek arasında seçim yapmak zorunda kalıyor.

Tüm bu olumsuz koşulların dışında, umudu büyüten, yurdun dört bir yanında gelişen, çeşitli toplumsal kesimlerin direnişleri, Geziden bu yana boyutlanarak sürüyor. Başta Kürt Halkının aklın almayacağı saldırılara rağmen dinmeyen direnişi. 2021 Newroz’u bu cepheden saray rejimine verilen en net cevap oldu, bu saldırıların artmasının sebebidir. Kadınlar, çoktandır alanlarda. İstanbul Sözleşmesinden çekilme kararı, iktidar söylemleri ile örtüşen kadına yönelik şiddette ki artış, karşısında büyüyen bir direnişi buluyor. 8 Mart, en iyi örnektir. Beşli çetenin, rant odaklarının çıkarları için peşkeş çekilen her karış toprak için köylüler, mahalleliler, yaşam savunucuları direniyor.

Kayyum rektöre karşı Boğaziçi’nde başlayan direniş dalga dalga bütün üniversitelere yayılırken, prangalar kırılıyor, kafalarda kurulmak istenen hapishaneler yıkılıyor.

Ve elbette, sahnenin gerçek sahibi İşçiler… 2021 işçi hareketinin özeti, maden işçisinin jandarma komutanına seslenişidir. ‘ Öyle mi alay komutanı?’ Bu, pervasız saldırılara karşı kazanmanın direnmekten geçtiğini anlatan, öğreten bir ruh hâlidir. Pandemi koşullarına rağmen, işçi eylemleri artarak sürüyor. İşçiler bu eylem alanlarında kendi önlemlerini alarak, herkese ders veriyor. Maden işçileri direnerek kazandı. İnşaat İşçileri, ‘ ben bugüne kadar tazminat ödemedim’ diyen patrondan haklarını söke söke aldı. Bugün PTT, Baldur, TÜVTÜRK, Uzel, Bel Karper, SML, Sinbo, Migros, Cargill, Döhler, Güven Boya, Bimeks, Kayı İnşaat, TurAsist, Ak Nişasta, Bayrampaşa ve Bakırköy Belediyesi, Cerrahpaşa işçilerinin direnişi sürüyor. Lebaleb kongreler, tıklım tıklım cenazeler sürerken, 1 Mayıs için duyuru yapanlar gözaltına alınıyor.

2021 1 Mayısı, bu direnişlerin üzerine yükseliyor. Deyim yerindeyse, zaman enseyi karartma zamanı değil, direnişi büyütme zamanı. Zaman, kendi kabuğuna çekilmek değil, örgütlenerek direnişin bir parçası haline gelmek zamanı. 1 Mayıs bunun bir aracı olmalı ve 1 Mayıs sonrasında daha örgütlü bir şekilde mücadelenin büyütülmesi için görev almak, her işçinin görevidir.

Yaşasın 1 Mayıs!

Her Gün 1 Mayıs, Her Gün Kavga!

 

 

 

 

 

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz