Hepsiburada değil Hepsi Tutsak!*

Merhaba İşçi Gazetesi okurları.

Ben yakın zaman önce Hepsiburada’nın (HB) Gebze Operasyon Merkezi’nde (Güzeller OSB) çalışmış olan bir forklift operatörüyüm. Fotoğraflarla anlatacaklarım, başta işçi sağlığı ve iş güvenliği olmak üzere insan haklarına aykırı olabilecek uygulamaları içermektedir. Bu insanlık dışı uygulamalar Hepsiburada, Amazon ve Arvato gibi firmaların lojistik depolarında olağanlaştırılmış bir şekilde patron ve vekilleri aracılığı ile uygulanmaya devam edilmektedir.

Sağlıksız ve güvensiz çalışma ortamı

İşçi sağlığı ve iş güvenliği sorunları, Gebze Operasyon Merkezi’nde bulunan Madam Coco’da tavan yapmış durumdadır. Işıklandırmaların yetersizliği, zeminin herhangi bir iş makinesini sürmeye elverişli olmaması, zeminde kırık palet parçaları, boş kolilerin gelişi güzel yollara atılması, kırılan ürünlerin çalışma alanında bulunmaya devam etmesi ve bunlarla birlikte yeterli sayıda temizlik işçisi çalıştırılmamasına rağmen aslolanın; “çalışmanın devamı ilkesi” sürmektedir.

Tablodan anlaşılan, HB patronunun bu operasyonda raf sistemlerini hızlıca kurdurup, genel temizlik ve düzenleme yapmayı beklemeden depoda çalışmayı başlattığıdır. Zeminin elverişsizliği, raf kurulurken kullanılan parçaların sağda solda bulunması ve inşaatla birlikte ortada kalan kalın toz tabası HB patronunun işçi sağlığı ve iş güvenliğini öncelemeyen kâr hırsının bir göstergesidir. Zemin o kadar bozuk ki, kullandığım makinanın tekerinin lastiği çıktı ve makine zemine oturdu. 5. kattan palet almaya çalışırken bozuk zeminden kaynaklı makine stabil durmamaktadır. İşi bırakmama vesile olan ramak kala kazası ise, üçlü raf sistemden orta olan paleti alırken sağ ve soldaki paletlerin bütün halde sağıma ve soluma düşmesi oldu.

İş makinesi kullanan operatör arkadaşlar, işçi sağlığı ve iş güvenliği, temizlik, düzen konusunda yaptıkları uyarıların sonuçsuz kaldığını ve artık bir şeyin değişmeyeceğine dair bıkkınlıkla kara düzen bir şekilde çalışmaya devam ettiklerini molalardaki muhabbetlerde ifade ettiler. Rafın bir ayağından çıkan 2 paletin bildirimini yapmama rağmen ertesi günkü vardiyamda müdahale edilmeden durduğuna şahit oldum.

İnsanlık dışı uygulamalar

Hepsiburada patronu, içeride pahalı ve kıymetli ürünler bulunduğu bahanesiyle 4 taşeron firmada çalıştırdığı işçilere “potansiyel hırsız” uygulamalarını dayatmaktadır. Takıların sınırlı olması, demir kemer kullanılmaması, kişisel cep telefonlarına, telefonların bize ait olduğunun ispatı için sticker yapıştırılması, tuvalete bile giderken x-ray cihazından geçmek ve hapishaneyi andıran tel örgülerle çevrili mola alanı… Hepsi patronun “hırsızlıkla” mücadele gerekçesi. X-ray cihazından ötmeden geçerseniz iyi, üzerinizde plastik kemer varsa bile öterseniz güvenliğe bunu göstermek zorundasınız dedektörle aranma sonrası. HB patronuna kalsa, işçi sağlığı ve iş güvenliği kanunu izin verse -öttüğü için- burnu demir iş ayakkabısını bile içeri sokmayacak. Ayakkabısız çalışın ya da kendi ayakkabınızı kendiniz yaratın diyecek!

Peki whatsapp gruplarına dahil ettiğiniz, işçilerin kişisel telefonlarını kullandığınız ve kullanım ömrünü düşüren süreç hırsızlık değil mi? Bununla ilgili bir ödeme yapıyor musunuz? Hayır! HB patronunun “hırsızlık” bahanesiyle insanlık dışı uygulamaları tıkır tıkır uygularken, işçi sağlığı ve iş güvenliğini içeren başlıklara gelince “çalışmanın devamı ilkesini” de tıkır tıkır uyguladığını görüyoruz. Depoda kırılan, dökülen, tozlanan ürünler için sıkıntı yok, sigortası var, yerine yenisini koyarsın. Ama üç kuruş maaşı reva gördüğün işçi varsayalım “hırsızlık” yaptığında buna tahammülün yok. Anladık ki, bir “ahlâk” tutturmuş gidiyorsun ve sadece işçi çalınca işliyor. Sanki işçiye hak ettiği ücreti verdin de, işçi “hırsızlık” yaptı!

HB patronu çeşitli kurallar, kararlar, yasaklar ve dayatmalarla hırsızlığına hırsızlık, servetine servet katıyor:

1) Dört farklı taşeron firmada işçi çalıştırmak, 2) Bu taşeron firmaların hepsinin iş kolunun uygunsuzluğu ve 3) Kasıtlı olarak bağımsız sendikaları içermesi, 4) Anayasal hak olan örgütlenme ve sendikalı olma hakkına saldırı, 5) “Hırsızlık” bahanesiyle dayattığı insanlık dışı uygulamalar… Bunların hepsi dolaylı ya da dolaysız olarak bizden çaldıklarıdır.

Ücretler

Lojistik alanında çalışan forklift operatörlerinin ücretleri 32 bin civarındadır ve bu hangi firma ile çalışırsanız çalışın hiç değişmez. Buradan patronların gizli masalar ve toplantılar aracılığıyla ağız birliği etmişçesine bütün operatörler için aynı maaşı verdiklerini görüyoruz. Bazı firmalar işe girişte özel sağlık sigortası uygulasa da, bazıları da 6 aylık süreden sonra uygulamaya almaktadır. Devamlılık primi de birçok iş kolunda olduğu gibi bizde de vardır ve patronlar net 35-40 bin TL gibi bir ücret ver(dir)memek için çeşitli alt başlıklarda bunları zorunluluklarla isimlendirmektedir.

Örgütlenme

Lojistik sektörü örgütlenme ve sendikalaşma açısından büyük potansiyel taşımaktadır. Lakin sektörde çalışan genç işçilerin sirkülasyonunun çok olması kısa vadeli değil, orta ve uzun vadeli bir örgütlenme çalışmasının gerekli olduğunu göstermektedir.

Depo elemanlarının üzerindeki performans baskısı ve ağır çalışma koşulları da sorunların bir boyutu. Sektörün nicel ağırlığını depo elemanları vb. işleri yapan işçiler oluşturmaktadır. Forklift operatörleri ise sektörde rakamsal olarak tespit edilemese de hatırı sayılır düzeydedir ve örgütlenme potansiyeli açısından önemi gittikçe artmaktadır.

Şöyle anlatmak gerekirse; 100 depo elemanını örgütleyerek de iş bırakma (grev) yapabilirken, bir depoda 3 vardiyada bulunan toplam 15 iş makinesi operatörünü örgütleyerek de iş bırakma yapabilirsiniz. Bu açıdan iş makine operatörlerinin örgütlenmesi daha makul ve kolay gibi gözükmekte, patrona ve operasyona etkisi daha caydırıcı ve talepler konusunda daha hızlı sonuç alma potansiyelini de taşımaktadır.

İşçilerin devrimcilerden, sosyalistlerden uzak durdukları müddetçe kazanabilecekleri bir zafer mümkün değildir. Biz öncü iddiasında olan devrimci işçilerde, işçileri dinleyerek, anlayarak ve analiz ederek, kısaca hep birlikte yükselmek için geçici olarak işçilerin seviyesine inerek örgütlenebiliriz.

(*) İşçi Gazetesi’nin Temmuz-Ağustos 227’nci sayısında yayımlanmıştır.