Filistin yansa da ticaret hep sağlam: İsrail’le ekonomi hep tıkırında – Bülent Falakaoğlu

Değişmez bir kural var: Türkiye ile İsrail arasındaki siyasi ve diplomatik krizlerden ticari ilişkiler etkilenmez (Ticaretin gerilimlerden etkilenmesi sıfır değilse de ‘Etkilenmedi’ denecek kadar azdır)

Ne 2009 Davos zirvesindeki ‘one minute’ (bir dakika) çıkışı…

Ne de 2010 mayıs ayındaki Mavi Marmara saldırısının ardından yaşanan diplomatik ve siyasal ilişkilerdeki kopuş dönemi…

‘Ticaret etkilenmez’ kurallarını değiştirebildi.

Mavi Marmara saldırısının ardından siyasi ilişkilerin asgari seviyeye indirildiği 2011 yılında İsrail’den ithalat patladı. O yıl Türkiye’nin İsrail’den mal ve hizmet alımı 1 yıl öncesine göre yüzde 51 oranında arttı.

İsrail’i ödüllendirircesine gelen bu artış sonucu ithalat rakamı 2 milyar doları buldu.

2014 yılında İsrail’in Gazze’ye yaklaşık 80 gün süren ‘Koruyucu Hat Operasyonu’nda da Türkiye hükümeti kıyameti kopardı.

O gürültü bağrış arasında ticari ilişkiler son yılların en yüksek seviyesine ulaştı.

Önde kavga sürerken arkada ‘Ekonomik ilişkilerde devamlılık’ kuralın değişmezliği… En net biçimde ilişkilerde politik ve diplomatik krizlerin hiç eksik olmadığı 2009-2016 döneminde görüldü.

Türkiye ile İsrail arasındaki son 10 yıldaki ticaret verileri dış ticaret hacminin 4.5 milyar doların altına hiç düşmediğini ortaya koyuyor.

Şimdilerde bu rakam küresel ekonomik krize ve pandemiye rağmen 6.5 milyar dolar civarında.

AKP ekonomik anlaşmalara hep sadık

Türkiye-İsrail ilişkileri 1990’ların ikinci yarısından itibaren… Askeri, diplomatik, ekonomik bütünlüğü içeren stratejik iş birliğine dönüştü.

Ekonomik kısmı hiç sarsılmadı.

1996 yılında imzalanan… Ve sanayi ürünlerinde karşılıklı gümrük vergilerini kaldıran… Serbest Ticaret Anlaşmasının nimetlerinden iki ülke de hiç vazgeçmedi.

Türkiye-İsrail ilişkilerini normalleştiren, 28 Haziran 2016’da imzalanan  mutabakatın ardından ise… Nimetler adeta çoğaltıldı.

İthalat, ihracat rekorları kırılır oldu.

Ticaret hacminin bugün 6 milyar doları aşması…

İsrail’in en çok mal ve hizmet sattığı sekizinci ülkenin Türkiye olması…

Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı dokuzuncu ülkenin İsrail olması…

2016 yılındaki mutabakatın nimetleri iki ülke açısından da çoğaltmasının göstergesi.

2018 yılında…

Dostum’ diye hitap edilen, bir telefon uzaklığındaki ABD Başkanı Trump…

ABD’nin elçiliğini Kudüs’e taşıdığında da…

İsrail Parlamentosunda..

Irkçı, Yahudi yerleşimlerinin gelişimini ‘ulusal değer’ olarak tanımlayan ve İsrail devletinin bu yerleşimlerin ‘Kurulması ve yoğunlaştırılmasını teşvik edeceği’ni belirten…

‘Yahudi Ulus Devlet Yasası’ kabul edildiğinde de…

Nimetten vazgeçilmedi, dış ticaret hacmi 6 milyar dolarlık zirveye doğru çıkışını sürdürdü.

Vatandaşa, ‘Siyasi, diplomatik bir temas yok’ mesajı verilirken…

Bu mesajla siyasi rant devşirilirken…

İki yüzlüce ‘ekonomik temas’ hep sürüyor.

O işgallerin çimentosunu karmak

Türkiye burjuvazisi bu ticaretten fazlasıyla kârlı!

Türkiye’nin İsrail’e sattığı (ihracat)… İsrail’den aldığının (ithalat) iki katı.

Küsuratsız haliyle 4 milyar dolarlık satışa karşılık 2 miyar dolarlık alış.

Türkiye hükümeti bu tatlı ticaretin hep koruyucusu, kollayıcısı!

Pandemide bile ticaret de koruyuculuk da aynen sürüyor.

İsrailli iş insanları koronavirüs sürecinde Türkiye’ye yöneldi’ diye… Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-İsrail İş Konseyi Başkanı İbrahim Sinan Ak övünüyor.

İsrail, Türkiye’ye kimyasal ürünler, plastik ve yakıt satıyor.

Türkiye ise…

Demir-çelik, makine, çimento ve gıda satıyor.

Gıda da bayağı atakta denebilir.

2020’nin ilk dokuz ayında kuru meyve satışları yüzde 64, deniz ürünleri yüzde 36’dan fazla, tahıllar ve baklagillerde yüzde 17…

Meyve ve sebze ihracatında ise yüzde 25’in üzerinde bir artış yaşandı.

Kâra bakıldı da… Kimse de İsrail’in işgal ettiği yerlerde ‘İnşaatlar satılan demir ve çimento ile karıldı’ demedi.

Sadece mal ve hizmet satışı yapılmadı.

Gidildi oralarda yatırımlar yapıldı.

Ödül onlara bedel halka

Türkiyeli şirketler İsrail’de özellikle enerji ve inşaat projelerine yoğunlaşmış.

İsrail’deki en büyük yatırımlardan biri Zorlu Enerji Grubunun İsrailli ortaklarıyla kurduğu doğal gaz çevrim santrali.

Yatırım büyüklüğü 1.2 milyar dolar.

Doğal gaz kojenerasyon santrali de bunan Zorlu Enerji İsrail’de  Zorlu  Enerji  İsrail  Ltd.  unvanlı  bir  şirket kurmuş durumda.

DEİK’e göre 1000’e yakın İsrail şirketi de Türkiye’de faaliyette. Bu şirketlerden çoğu Türk şirketleriyle ortak.

Bu şirketler İsrail  kimliklerini ortaklıklarla gizleyip Arap dünyası ile iş ilişkisi geliştirebilmekte.

Aynı çıkar İsrail’deki Türkiyeli şirketler için de geçerli. Onlar da ABD’nin İsrail’le imzaladığı serbest ticaret anlaşması sayesinde ABD pazarına geçiş yapabiliyorlar.

Faydalanan sayısız şirket var.

Hiç de büyük sermeye, ‘yandaş’ sermaye diye ayrılmıyorlar.

İsrail’in 69. kuruluş yıl dönümü nedeniyle…

14 Mayıs 2017’de Ankara’da gerçekleştirilen resepsiyonda…

İsrail-Türkiye ilişkilerine ticari ve diplomatik katkıda bulunan kişi ve kurumlara verilen ticaret ödüllerinin sahipleri…

Burjuva çıkar ortaklığının göstergesidir.

Koç Holding (İsrail  teknolojilerinin  kullanımı konusunda); Zorlu Group (İsrail’deki en büyük Türk yatırımcı sıfatıyla); THY (İsrail-Türkiye arasında günde 12 sefer ile ticarete katkıları nedeniyle); İçdaş (İsrail’e en çok ihracat yapan Türk şirket olarak)…

İnşaatçısı, devlet firması, Koç’u hepsi bir arada.

***

Çıkarlar her şeyin önünde tutuluyor.

Halklar arasında körüklenen düşmanlığın, işgalin, savaşın bedelini ise halklar ödüyor.

İktidarın Filistin dostluğu ekonomik çıkarların başladığı yerde…

ABD Başkanı Biden’in ‘demokrat’ görünümlü yaldızları da…

İsrail’in Yahudi yerleşimcilere yer açmak için Filistinlileri zorla evlerinden çıkarmasına alttan desteğiyle…

Dağılıp gidiyor!

KaynakEvrensel

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz