Emekliler maaş aldığınıza şükredin

İrfan Taşkıran

Gecikmiş yazılar her zaman sıkıntılıdır. Bir yanıyla konu eskidiği için, başka bir yanıyla da yazacak olanın ilgisi azaldığı için. Ama Çalışma Bakanı Işıkhan’ın öyle sözleri oldu ki üzerine kitaplar yazılsa yeridir.

Saray rejiminin ana özelliklerinden biri yalan söylemekten öte bu yalanlara kendilerinin de inanıyor olmaları.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, 23 Eylül tarihinde Ensonhaber YouTube kanalında Son Durum programının konuğu oldu. Yalanların bir kısmı asgari ücret üzerineydi. Yaklaşan yıl sonu nedeniyle asgari ücreti daha çok konuşacağız. O yüzden bakanın asgari ücrette bir çok ülkeden ne kadar iyi olduğumuz, dolar bazında nereden nereye geldiğimiz hakkındaki sözlerini şimdilik geçelim.

Bakanın emekliler ile ilgili söyledikleri inanın bir akademisyene kitap yazdırabilir. Toplumcu bir yazar bundan harika bir roman yada bir kısa hikayeler kitabı çıkartabilir. Dediklerine bakacağız ama bu ilk değil. Bakan daha önce her şeye rağmen emekli maaşlarının ödenebiliyor olmasını bir lütuf olarak sunmuştu. Ama şöyle şeyler demek aklının ucundan dahi geçmemişti “Gerekirse rantiyenin faizlerini keseriz yine öderiz, garanti ödemelerin canı cehenneme milleti aç mı bırakacağız, Beştepe ‘yi kapatsak milyonlarca emeklinin maaşı çıkar.” Diyemez olması bir yana, bir gün ödeyemeyecek olmanın alt yapısını kurar gibidir.

İşte söz konusu YouTube programında bakan bakın neler söylüyor?

“Almanya’da emekliliğe ulaşabilmek için 40 yıl çalışıyorsunuz, gereken primleri dolduruyorsunuz. Ama 15-20 yıl emekli aylığı alıyorsunuz. Türkiye’de ise tam tersi. 20 yıl prim ödüyoruz, o da zor koşullarda toplayabiliyoruz primleri, yaklaşık 40 yıl emeklimize aylık ödüyoruz.”

Bir kere en başta sigorta kavramına saldırıyor bakan. Örnek Almanya’dan. Peki bugün işe başlayan bir genç kaç yıl prim ödeyecek? Acaba hiç emekli maaşı alabilecek mi?

Mesela EYT’yi kaçıran 2000 ve sonrası girişliler kaç yıl prim ödemiş olacak ve kaç yıl emekli maaşı alabilecek?

Mevcut durumun mezarda emeklilik denilen sistem olduğunu biliyoruz. Ama bakan ısrarla maaş ödemeyi lütuf gibi sunmaya devam ediyor :

‘Ben vefat ettikten sonra eşim ve çocuklarıma yaşanabilir bir ücret bırakamazsam bu sosyal devletin varlığının düşündürür. Niçin vardır devlet, vatandaşı için vardır.” Bu ne yüce gönüllülük sayın bakan. Nasıl başta adalet bakanı olmak üzere devlet erkanı “ Türkiye bir hukuk devletidir” diye diye hukuku kuşa çevirdiyse çalışma bakanı da diğerleriyle birlikte sosyal devlet diye diye emeklilerin çanına ot tıkamaya kararlı gözüküyor!