İşçi sınıfı hareketi, meşruluğunu mücadelesinin haklılığından alır. Dolayısıyla da, “çok şey yapmak istiyoruz ama sendikal yasaklar müsaade etmiyor” tarzı anlayışlar terk edilmelidir.
Yapılması gereken, sendikal yasakların aşılması için işçileri mücadeleye çekmektir. “Yasalar müsaade etmiyor” söylemi mücadeleden kaçmanın bahanesi ve kılıfı haline getirilmemelidir.
Kriz dolayısıyla işsizlik artacağından, işsizliğe karşı mücadele komiteleriyle sendikasız işçilerin de dâhil olabileceği örgütlenmelerin oluşturulması önem kazanacaktır. Sendikalar işsiz-işli işçi ayrımı yapmamalı, kriz yüzünden atılan işçilere sahip çıkmalıdır. Unutulmamalı ki, sendikalar aynı zamanda sınıf dayanışmasının temel araçlarıdır.
Sendikal örgütlülüğü ve işçilerin haklarını korumanın yolunun, işverenle uzlaşmaktan veya ondan medet ummaktan değil, işçi sınıfının örgütlü gücüne güvenmekten geçtiği iyi kavranmalıdır.
İşçi sınıfının büyük ölçüde bilinçsiz, örgütsüz ve dağınık olduğu bir gerçek. Dolayısıyla, sendikaların işten atmalar yahut çalışma süresinin uzatılması gibi saldırılara karşı tutum alması, işçileri krize karşı uyarma, bilinçlendirme ve kriz derinleştikçe kaçınılmaz olarak yükselecek tepkileri de örgütlü bir harekete dönüştürmek için sorumluluk alması gerekir.
Bir yandan ekonomik kriz derinleşirken öte yandan da işçi sınıfının sendikalarda örgütlü olan çok büyük bir kesimini etkileyecek TİS mücadeleleri yaklaşmaktadır.
“Krizin yükünün hangi sınıfa fatura edileceği”nin belirlendiği bir mücadele yılı olacağını biliyoruz. Çünkü işçilerin ve kamu emekçilerinin örgütlü kesimlerinin çok büyük çoğunluğunun TİS’lerinin bu yıla denk gelmesi TİS’leri krizin yükünün kime fatura edileceği mücadelesinin merkezi haline getirmiştir.
Gidişatı belirleyecek olan işçi sınıfıdır!
* Kriz gerekçesiyle işten çıkarmaların yasaklanması
* Ücretsiz izin, ücretsiz fazla mesai uygulamalarının kaldırılması,
* Esnek çalışma uygulamalarına son verilmesi,
* Enflasyonun işçiye çıkardığı faturanın “ek zam” olarak ödenmesi ve TİS zamlarının bu ek zam üstünden ele alınması,
* Hükümetin İşsizlik Fonu’ndan elini çekmesi,
* “Konkordato” üstünden krizin yükünün işçilere yıkılmasının reddedilmesi…
* Yaşam standartlarının yükseltilmesi,
* Gıda ve diğer temel maddelere yapılan zamların durdurulması, bu maddelerden alınan vergilerin kaldırılması”…
Mücadelenin başlıca talepleri olmalıdır.
İşçi, Memur El Ele Genel Greve!
(İşçi Gazetesi’nin Temmuz-Ağustos dönemi 227’inci sayısında yayınlanmıştır.)