“Paranın egemen olduğu bir toplumda; emekçilerin yoksulluk içinde kıvrandığı, bir avuç zenginin de onların sırtından asalaklık ettiği bir toplumda gerçek özgürlük olamaz…” (V.İ. Lenin)
Çarlık Rusya’sı topraklarında 107 yıl önce, tarihte bir ilk, dünyayı sarsan tarihi bir olay gerçekleşti. 1917 Ekim Devrimiyle, üretenler; işçi-emekçiler, ezilen halklar, 1871’deki 70 günlük Paris Komünü deneyiminden sonra, sömürücü sınıfları alaşağı ederek kendi iktidarlarını kurdular.
Devrimin önderi Lenin, ilk işçi iktidarını şöyle anlattı: “Tarihin en büyük buluşu yapılmış, proleter tip bir devlet yaratılmıştır. Yeryüzünde hiçbir güç, Sovyet devletinin yaratılmış olduğu gerçeğini yok edemez. Bu tarihsel bir zaferdir…”
Yaratılan proleter tip devletin adı, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) oldu.
Düne kadar esaret altında yaşayan işçi sınıfı ve ezilen halklar, kazandıkları bu zafer ile birlikte özgürleşerek, üretimden gelen güçlerini kendi gelecekleri için seferber ettiler. Defalarca küllerinden yeniden doğarcasına, tüm zorluklara, tüm saldırılara karşı büyük bir inanç ile savaştılar. Sovyet iktidarı dünyanın kaderini, sömürülen işçi-emekçilerin, ezilen halkların lehine etkileyen başlıca güç merkezi haline geldi.
SSCB, dışardan; kapitalist-emperyalizmin kuşatması, içerden; devrimi dünyaya yayamayıp içten içe yaşanan çürüme nedeniyle yenildi, çözülerek 1990’ların başında tarih sahnesinden çekildi.
Kapitalist devletler, burjuva sınıf, zafer çığlıkları atarak kutladı bu yenilgiyi. Ve ardından, zincirlerinden boşanmışçasına işçi-emekçilerin kazanılmış tüm haklarına saldırıya ve dünya pazarlarını yeniden paylaşma savaşına giriştiler.
Bugün, sadece Sovyet halkları değil, dünyanın tüm işçileri, yenilginin bedelini ödemektedir.
İşçilerin sosyal hakları büyük oranda yok edildi. Çalışma saatleri uzatıldı. Ücretler aşağı çekildi. Güvenceli çalışma hayal oldu. İşçi ölümleri arttı. Özelleştirme, taşeron çalışma ile örgütlülük derin yara aldı. Sömürü giderek derinleştirildi. Çalışmak giderek bir işkenceye dönüştürüldü.
SSCB’nin çözülmesi sonrasında dünya bir kez daha paylaşılmak üzere savaş girdabına çekildi. Afganistan, Irak, Libya, Suriye ve daha birçok coğrafyada savaşın vahşeti, yıkımı yaşandı, yaşanıyor.
Yeniden sömürgeleri paylaşmak, yeniden pazarları paylaşmak için tutuştukları kavga, dünyanın birçok bölgesinde sıcak savaşlara dönüşüyor.
ABD emperyalizminin Suriye’de milyonlarca insanın ölümünden sorumlu olduğu biliniyor. Dahası, fazladan ömür süren bu ucube yaratık, IŞİD gibi çetelerle, kitle katliamları organize etti, Ukrayna’da olduğu gibi birçok yerde devletleri de çeteleştirdi. Türkiye’de yaşanan da budur; Saraydan yönetilen bir çete devlet söz konusudur.
Bugün, Ekim Devrimi’nin 107. yılında, dünya işçileri daha çok sömürülüyor, daha yoksuldurlar, daha fazlası açtır.
Bugün, Ekim Devrimi’nin 107. yılında, dünya işçi sınıfı daha az örgütlüdür.
Bugün, Ekim Devrimi’nin 107.yılında, SSCB çözülmüş ve üzerinden 34 yıl geçmiş iken, dünyanın her yerinde işçi-emekçilerin, halkların, ileri çıkan, geri düşen ama sürekli bir arayışta olan isyan dalgası, yeniden Ekim Devrimi gibi bir devrim dalgasının umudunu yaşatıyor.
Bugün, Ekim Devrimi’nin 107. yılında, bu yaşlı ucube kapitalist sistem yıkılmaya çok daha yakındır. Yeter ki, tekmeyi vuracak işçi sınıfı, bu denli örgütlü, bu denli istekli, bu denli bilinçli olsun.
Bugün, Ekim Devrimi’nin 107. yılında, bırakın 12 saatlik işgününü, 4 saatlik bir çalışmayla, hatta daha azı ile dünyanın bütün insanlarının yarınına dair en ufak bir kaygı duymadan yaşaması mümkündür.
Ve bugün, Ekim Devrimi’nin 107. yılında, yeryüzü, işçi sınıfının devrimci eylemine daha fazla muhtaçtır, daha büyük bir şiddetle ihtiyaç duymaktadır.
Varlığı insana hakaret olan, fazladan ömür sürmekte olan kapitalist dünya sistemini tarihin çöplüğüne göndermek, daha acil bir görevdir, daha hızla yerine getirilebilecek bir iştir, yeter ki işçi sınıfı, örgütlü gücünü geliştirerek, o iradeyi ortaya koyabilsin.
Şimdi Paris Komüncülerinin 70 günlük direnişinden sonra, 70 yıl boyunca süren sosyalizm deneyimimizden çıkardığımız derslerle, insanca, onurumuzla yaşayabileceğimiz bir dünyayı kurma zamanıdır.
Şimdi, tarihimizden aldığımız güçle, inatla, dirençle ve sabırla mücadeleyi büyütme zamanıdır.
Kapitalizm çürümüştür, devrim insanlığın dirilişidir!
Dünyayı değiştirecek güç işçi sınıfıdır!