DİSK Yönetim Kurulu, depremin yaralarını sarmak için çalışma hayatı, iş ve gelir güvencesi, sosyal güvenlik, barınma ve eğitim olmak üzere acil alınması gereken sosyal politika önlemlerine dair bir açıklama yaptı.
Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu’nun açıklaması şöyle:
“Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Gaziantep, Malatya, Diyarbakır, Adana, Şanlıurfa, Osmaniye ve Kilis illerimizde büyük bir yıkıma yol açan depremde yaşamını kaybeden insanlarımızın ailelerine ve yakınlarına başsağlığı ve yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Depremin ilk anından itibaren “şimdi dayanışma zamanı” dedik ve işçi sınıfının dayanışma bilincini ve birikimini deprem bölgeleri için seferber ettik. İşçi sınıfı büyük bir toplumsal seferberliğin parçası olarak arama kurtarma çalışmalarına, kan bağışına, elden ele büyüyen dayanışma kampanyalarına koştu.
Günlerce sorumluların ortada görünmediği yıkılmış kentlerde tanıklık ettiğimiz büyük halk seferberliği geleceğimizin teminatıdır.
Evet, ülkemiz çok zor günler yaşıyor. Evet, ülkemiz enkaz altında… Evet ülkemizin en kritik kurumlarının nasıl içinin boşaltıldığını, tek merkezli emir komuta zinciri içinde nasıl inisiyatifsiz kaldığını, parayı insandan önemli gören neoliberal politikaların, denetimin özelleştirilmesinin, kuralsız ve kurumsuz bir rant düzeninin nasıl felaketler yarattığını çok ama çok acı bir tecrübeyle bir kez daha gördük.
Evet, 3-4 gün boyunca hiçbir karşılık alamayan çığlıklar kulaklarımızdan gitmeyecek, evet elimizden geleni yapsak da yapamadıklarımızın acısı ve ıstırabını belki ömür boyu yanımızda taşıyacağız. Ama bu acılarımız boşa yaşanmamalı. Gözyaşlarımızı boşa akıtmamalıyız, gözyaşlarımızı bu ülkenin yeniden kuruluşunun harcına katmak zorundayız.
Bu ülke, bu coğrafya, bu topraklar çok acılar yaşadı, nice savaşlar, yıkımlar, felaketler gördü. Ama bir şekilde bu toprakların insanı ayağa kalkmayı bildi. Sadece bu topraklarda değil, dünyanın dört bir yanında milyonlarca insanın öldüğü büyük savaşlar, atom bombaları, doğal afetler yaşandı. Ama unutmayalım ki insan; aklıyla, örgütlenme, beraber hareket edebilme yeteneğiyle güçlü bir varlık. Bu toprakların acıya ve yıkıma tecrübeli insanları olarak defalarca yıkıldık, defalarca ayağa kalktık.
Evet, yine birbirimize yaslanacak, birbirimize omuz verecek, yeniden ayağa kalkacağız. Ama bu kez bir daha yıkılmamak üzere ayağa kalkmalıyız.
Yaşadığımız büyük felaketin asıl sebebi bilimin esas alınmaması, kamuculuğun, planlamanın ve sosyal devletin terk edilmesidir. Depremle birlikte piyasacılık, rantçılık ve sermayenin ihtiyaçlarını önceleyen politikalar da çökmüştür. Bu büyük felaket sadece teknik bir konu değildir, mesele sadece bir teknik ihmal meselesi değildir. Deprem doğaldır ancak felaket sistemsel bir sorundur, izlenen politikaların bir sonucudur.
Hem gerçek anlamıyla hem de ülkenin kurumları, kuralları, rejim biçimi, ekonomi politikaları, kentleşme politikaları olarak üstümüze çöken bu enkazı hep birlikte kaldıracağız. Ve ülkemizin daha adil, daha demokratik, daha eşitlikçi, doğayı ve bilimi dikkate alan bir biçimde yeniden kuruluşu için hep beraber bir seferberlik başlatacağız.
Biz işçi sınıfı olarak, tüm değer ve güzellikleri üretenler olarak böylesi bir yeniden kuruluş sürecinde güçlü bir biçimde yer almaya hazırız.
Deprem sonrası alınması gereken acil sosyal politika önlemleri
Depremin yaralarını sarmak ve ülkemizi yeniden inşa etmek için bilime, sosyal politikaya ve sosyal devlete her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Anayasa’da yer alan sosyal devlet ilkesi ile sosyal ve ekonomik haklar deprem döneminde çok daha büyük önem taşıyor.
DİSK, depremin yarattığı büyük felaketin yaralarının bir an önce sarılması için bütün kamusal olanakların ve toplumsal dayanışmanın seferber edilmesi gerektiğine inanmaktadır. Bunun için bir dizi acil sosyal politika önlemine ihtiyaç vardır. Bunlar çalışma hayatı, iş ve gelir güvencesi, sosyal güvenlik, barınma ve eğitim olmak üzere acil ve derhal alınması gereken sosyal politika önlemlerini kapsamaktadır. DİSK, bu temel yaklaşımla acil olarak hayata geçirilmesi gereken sosyal politika önlemlerini ve önerilerini aşağıda sıralamaktadır:
* Depremzedelere yaşamlarını sürdürmek ve yeniden kurabilmek için doğrudan veya dolaylı çeşitli kamusal destekler sağlanmalıdır.
* Depremzedelerin elektrik, su, doğalgaz ve iletişim fatura borçları silinmelidir. Depremzedeler bu hizmetlerden bedelsiz yararlanmalı, depremzedelerin vergi borçları ile kredi kartı ve ihtiyaç, konut ile taşıt kredi borçları silinmelidir.
* Depremzedelere yeterli kira ve ev eşyası desteği sağlanmalıdır.
* Depremde hayatını kaybedenlerin hak sahiplerine prim ödeme ve çalışma süresi koşulları aranmaksızın ölüm aylığı bağlanmalıdır.
* Deprem sebebiyle meslekte kazanma gücünün en az yüzde 60’ını kaybedenler prim ve sigorta süresi şartı aranmaksızın malul sayılmalı ve malullük sigortasından aylık bağlanmalıdır.
* Depremden zarar görmüş işçilerin korunması için derhal işten çıkarma (fesih) yasağı getirilmelidir.
* Depremzede işsizler önkoşul aranmaksızın işsizlik ödeneğinden yararlanmalıdır.
* Deprem bölgesinde kısa çalışma ödeneği ön koşulsuz verilmelidir.
* Deprem nedeniyle işten ayrılmak isteyen depremzedelerin kıdem tazminatı ödenmelidir.
* Afetle mücadele kapsamında yeni istihdam yaratılmalı ve işverenlere afetzede çalıştırma yükümlülüğü getirilmelidir.
* Enkaz kaldırma çalışmaları sırasında işçi sağlığı ve halk sağlığı kurallarına uyulmalıdır.
* Güvenli konutlar oluşturuluncaya kadar depremzedeler geçici olarak konaklama tesisleri ile uygun kamu tesislerine yerleştirilmeli, KYK yurtlarında üniversite öğrenimine devam eden öğrenciler barınmaya devam etmelidir. Uzaktan eğitime geçmeye zorlanan üniversite öğrencilerinin öğrenimlerine örgün olarak devam etmesi sağlanmalıdır.
* 17 Ağustos 1999 depremi sonrasında olduğu gibi, deprem bölgesinde uygun ders alanı tahsis edildikten sonra eğitim-öğretim sürdürülmelidir.
* Deprem sonrası kurulan yaşam alanları kadın ve çocuk depremzedeler için güvenli olmalıdır.
* Deprem bölgesindeki çocuklara yönelik destek hizmetleri acilen oluşturulmalıdır.
* Çalışma hayatındaki kadın depremzedelere yönelik özel önlemler alınmalıdır.
* Deprem sonrası artacak yoksulluk nedeniyle kadın ve çocukların uğrayabilecekleri şiddet ve istismara yönelik özel önlemler hayata geçirilmelidir.”