TÜİK verilerine göre Türkiye ekonomisi 2021 yılında yüzde 11 büyümüş. Doğrudur ekonominin büyüdüğü. Acaba bu büyümeden kim ne almıştır? Şöyle bir düşünün, fabrikalarda üretilenlerden kim ne pay alıyor? İşçilerin payına ne düşüyor? Patronun payına ne düşüyor? İşte büyümeden de pay böyle dağılmış oluyor işte.
Yüzde 11 büyümede, iş gücü ödemeleri geçen gayri safi katma değerden yüzde 33.1 pay alırken, 2021 yılında bu oran yüzde 30,2’ye düştü. Buna karşılık işletmelerin geliri yüzde 49.3’ten yüzde 52.6’ya yükseldi. Hane halkı harcamaları yüzde 15.1 artarak GSYH içindeki payı yüzde 55.1 oldu.
Bu büyüme rakamlarına biraz daha yakından bakalım. İlk örneğimiz, Migros işçisine üç kuruş zam yapmamak için bin dereden su getiren, işçileri villasının önünden ters kelepçe ile gözaltına aldıran Tuncay Özilhan’a ait Anadolu Efes. Şirket Kamu Aydınlatma Platformuna yaptığı açıklamada 2021 yılında 1.1 milyar lira net kar açıkladı.
Koç Holding başka bir örnek. 2021 yılının son çeyreğinde 5 milyar 776 milyon lira net kâr açıklayan holding, 2021 yılının tamamında kârını önceki yıla göre yüzde 64 artışla 15 milyar 193 milyon lira kâr etti.
Bir başka örnek bankacılık sektöründen. Hani şu her işçinin kredi kartı yada krediler yoluyla kolunu kaptırdığı bankalar. Bankacılık sektörünün 2021 yılı net kârı önceki yıla göre yüzde 57.4 artarak 92.1 milyar lira oldu. Kamu bankaları, kaynaklarını ucuz kredi olarak başta beşli çete olmak üzere sermayeye peşkeş çekmesine, batık onca krediye rağmen kârını yüzde 0.2 artırarak 21.5 milyar lira kâr etti. Özel bankalar ise kârını yüzde 90.5 artışla 70.6 milyar lira kâr elde etti. Sanırız büyümenin kimin için olduğunu anlatmaya bu örnekler yetecektir.
