Antakya’dan bir inşaat işçisi yazdı: “İnşaat işçisi değil resmen köleyiz!”

Merhaba. Ben Antakya’nın Defne ilçesindeki Gürtaş İnşaat Şirketinde 3 aydır çalışıyorum. Şantiyede 1000 kişi çalışıyoruz. 20 banyo var, 4 kullanılabilir tuvalet. Sabah 5’te sıraya giriyoruz ancak 8’de tuvalete girebiliyoruz. Daha sonra zaten mesai başlamış oluyor.

Su kesintilerinden kaynaklı ciddi hijyen sıkıntı yaşıyoruz. Uyuz hastalığından dolayı çalışamadığımız oluyor. Yaklaşık 14 yaşında olan 40’tan fazla çocuk işçi çalıştırılmakta. Sigortalar da sürekli kesintili yatırılıyor. Bin kişi olmasına rağmen revir yok.

Bugün (14 Temmuz) şantiyede beton mikserinin altında kalan İranlı bir işçi ağır yaralanmıştı. Hastaneye kaldırılan işçinin vefat ettiği söylendi. Fakat İranlı bir işçi  olduğu için duyulmadı ilgilenen de olmadı.

Güvenlik konusunda da ciddi zaafiyet var. Kavga olunca işçileri ancak işçiler ayırabiliyor. Güvenlik birimleri sadece kapıda durup hırsızlık meselesiyle ilgileniyorlar.

Kantin sorunu da yaşanıyor. Fırsatçılık yapıp normal fiyatların yüzde 40 fazlasına satıyorlar. Maaşımız bu harcamalarla bitiyor zaten. İçtiğimiz çayın suyu çamurlu.

İnşaat işçisi değil resmen köleyiz.

İşçilerin sağlığı ve güvenliği ile ilgilenmiyorlar fakat bize ceza yazmak amacıyla işçiliğimizi dikkatle takip ediyorlar. Eksiklik olmasa da ceza niyetine bizden kesinti yapıyorlar.

Antakya’nın ayağa kalkması işçilerin emeğiyle gerçekleşebilir ancak bize reva görülen bu yaşam aslında Antakya’ya reva görülen yaşamı yansıtıyor.

İşçiler yaşamı inşa ederken bunlara maruz kalarak sağlıklı bir süreç yürümeyecektir. Gözünüz işçinin parasında değil inşaatların sağlamlığında olsun.

Bu durumun düzelmesi ancak işçilerin haklarını talep ederek direnmesiyle olur. Tıpkı İstanbul’da yemek problemi yaşayan işçilerin yemekhaneyi yıkması gibi. Bizim bu tepkilere ihtiyacımız var.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz