Ankara’da, Yurttaş Birlikteliği’nin çağrısıyla “Emeklilerin ve Emekçilerin Bütçe Hakkı” mitingi düzenlendi. Binlerce emekçinin katıldığı mitingde örgütlü mücadeleyi büyütme çağrısı yapıldı.
Yurttaş Birlikteliği’nin “Geçinemiyoruz. Halk için bütçe, demokratik Türkiye” vurgusuyla Tandoğan Meydanı’nda düzenlediği mitinge çok sayıda demokratik kitle örgütü, sendika, devrimci sosyalist örgüt ve siyasi parti katıldı.
AKM Metro önünden Tandoğan Meydanı’na yapılan yürüyüşte sıkça; “Genel grev, genel direniş”, “Hükümet elini cebimizden çek”, “Savaşa değil emekçiye bütçe” , “Saraya değil emekliye bütçe”, “Birleşe birleşe kazanacağız” sloganları atıldı.
Mitingde, Yurttaş Birlikteliği Platformu Sözcüsü Avukat Şenal Sarıhan’ın yanı sıra CHP genel Başkanı Özgür Özel, KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz, DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, Tüm Emekliler Sendikası temsilcisi, PSAKD Başkanı Cuma Erçe, Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk, EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, Sol Parti Sözcüsü İsmail Hakkı Tonbul da birer konuşma yaptı.

“Evimize giren ekmeğin miktarı azaldı”
Tandoğan Meydanı’nda kitleye hitap eden Yurttaş Birlikteliği Platformu Sözcüsü Avukat Şenal Sarıhan, ülkede giderek derinleşen zengin-fakir uçurumuna dikkat çekerek, “Yüzde 10’unu dahi oluşturmayan bir kesim bizim emeklerimiz ve çabalarımız üzerinden bizden yüz bin kat çok daha iyi koşullarda yaşıyorlar. Ben biliyorum torunlarınız varsa onlara artık çikolatalar alamıyorsunuz. Ekmeklerin fiyatları arttı ama evimize giren ekmeğin miktarı azaldı” dedi.
Sarıhan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Hangimizin evine 90 bin lira maaş giriyor?”
“Yoksulluk sınırı bile 90 bin lirayken hangimizin evine 90 bin lira maaş giriyor? Bugün parlamentoda uzun bir zamandan beri bütçe görüşmeleri var. Bütçe hakkı, emeğin hakkı anlamına gelir. Çalışmanın karşılığı anlamına gelir. Emeğimizin hakkı ne yazık ki parlamentoda karşılanamıyor. ‘Şu Meclis’in duvarları çok kalın’ derdim. Sonra o duvarların içinde de kısa bir süre bulunma ‘şansım’ oldu. Orada da içerinin ve dışarının duvarlarının ses geçirebilmesi için halkın daha yüksek sesle, daha örgütlü mücadele etmesine ihtiyaç olduğunu her seferinde gördüm. Burada taleplerimizi ortak bir şekilde ifade etmek için bulunuyoruz. Yurttaş birlikteliği aslında bir ülkenin temelidir. Eğer yurttaşlar bir aradalığı örgütlü bir biçime dönüştürebiliyor, örgütleri arasında dayanışmayı güçlendirebiliyor ve hep birlikte seslerini yükseltebiliyorlarsa halk olmayı başarmış olurlar. İşte bugün emekli sendikalarımız, derneklerimiz, kadın erkek hep birlikte Tandoğan’dan Parlamento’ya sesimizi duyurmak için bir aradayız. Bu bir aradalığı daha da büyütmek gerekiyor.”





