Amana Foods işçileri: Arap, Türk, Kürt işçiler olarak birlikte mücadele ediyoruz

Amana Foods fabrikasında çalışan işçiler, aylardır uğradıkları haksızlıklara karşı birlikte mücadele ediyor, sendika haklarının tanınması için de çalışma sürdürüyor.

Bir ayağı Kocaeli’nin Çayıroava ilçesine diğer ayağı İstanbul’un Tuzla ilçesine basıyor Amana Foods fabrikasının. “Helal üretim” ile ürünlerini tanıtan Amana Foods fabrikasında çalışan işçiler, aylardır uğradıkları haksızlıklara karşı birlikte mücadele ediyor, sendika haklarının tanınması için de çalışma sürdürüyorlar.

Türk-İş’e bağlı Koop-İş’e üye olduktan, sendikanın çoğunluk için tespit başvurusunda bulunmasından sonra bir işçi arkadaşları işten atıldı. Sendika yetkililerinin de fabrikaya alınmaması üzerine üretimi durdurduklarını ifade eden işçiler, “35 işçiyi ücretsiz izine gönderdiler. Bugün sendikalaşmaya karşı patronlar ücretsiz izin silahını kullanıyor. Sadece bizim fabrikamızda değil. Biz örgütlenme süresince Baldur grevcisi işçiler, Migros Depo direnişçileri, CPS işçileriyle buluşarak deneyimlerinden yararlandık. Gebze’de ve ülkenin birçok yerinde ücretsiz izin ile patronlar sendikalaşmanın önüne geçiyor” diyor. Patronların ücretsiz izin ile işçileri açlıkla yıldırmaya çalıştığını da ifade eden işçiler, “Bazı arkadaşlarımız kirada oturuyor. Çocuğu olan, ailesine bakması gereken arkadaşlarımız var. Ama biz biliyoruz ki nasıl Baldur işçileri yalnız kalmadı ve mücadele etti, biz de yalnız değiliz ve mücadelemizde ısrar edeceğiz” diyor.

“Arap, Türk, Kürt… Birlikte mücadele ediyoruz”

İki yüzü aşkın çalışanı olan Amana Foods’ta sendikalaşma mücadelesine girişmeden önce birbirlerine az da olsa ön yargıyla baktıklarını ifade eden işçiler, “Şimdi Arap, Türk, Kürt işçiler olarak ortak bir mücadeleye giriştik. Kurduğumuz işçi komitesinde, her bölümden işçi arkadaşımızın ve Suriyeli işçilerin olmasını istedik. Alın teri mücadelesinde birlik olmalıyız” diyor. Patronun da Suriyeli olduğuna dikkat çeken Suriyeli bir işçi ise “Suriyeli olması nedeniyle daha rahat edeceğimizi düşünerek bu işe girdik. Ancak ben bu kadar haksızlığı başka hiçbir yerde görmedim. Sendikalaşmak istiyoruz çünkü zam yok, hak yok, adalet yok” diyor.

“Haksızlıklara karşı”

Amana Foods işçileri durumlarını “Bayram parası, yakacak yardımı gibi sosyal haklar yok. Ücret artışı yok. Eşit iş yapıyor olunmasına rağmen farklı ücretler veriyorlar keyiflerine göre. İş kazası artık sıradan hale geldi” sözleriyle anlatıyor. Biraz öfkeli, biraz şaşkın şekilde, “Arkadaşımızın bacağına bir tonluk malzeme düştü. Bacağında şişlik oluşmasına rağmen hastaneye götürmek yerine vardiya bitimine kadar altına ceket gibi bir şey sererek, beton üzerinde yatırdılar. Bazı arkadaşlarımızın eli kesiliyor, kaza oluyor ambulans çağrılmıyor. Revirde doktoru bulmak mümkün değil. Kadın arkadaşlarımız sorunlarını anlatamıyor, tuvalete giderken ‘İki dakika sonra gel’ diye baskı yapılıyor. Neden mi mücadele ediyoruz işte tüm bu haksızlıklara karşı insanca yaşamak için” diyorlar.

“Mesela burada çalışma saatleri çok ama para yok. Suriye’de savaş öncesi saat 8’de işe girer saat 14.00’te çıkardık” diyen Suriyeli bir işçi şöyle devam ediyor: “Burada hayat pahalı. Biz çok çalışıyoruz ama geçinemiyoruz. Sendikalaşmak istedikten sonra ücretsiz izne gönderildik. Bize tuhaf davranmaya başladılar. Şimdi bizim burada ailemiz de yok, yardım edecek kimsemiz de. Ama sağ olsun arkadaşlarımız ayrımcılık yapmadan birlik olduk, kendi aramızda yardımlaşıyoruz” diyor.

“Kovid bulaşmayan var mı?”

İşçiler pandemi sürecini ise şöyle anlatıyor: “Bizim aramızda çokça işçi arkadaşımıza bulaştı. Hatta şöyle söylemek lazım, kovid virüsü bulaşmayan var mı? Herkese bulaştı. Kimi ağır geçirdi, kimi ayakta atlattı, ağır atlatan işçilerden geri gelmeyenler oldu. Ağır atlatıp geri gelenlerde, ‘bitkinlik’, ‘yorgunluk’ devam etti. Ancak yöneticiler o arkadaşlarımız izin istediğinde vermedi. Çay molasında yakınlaşmamızda fotoğraflarımızı çekip tutanak tutanlar, üretimde dip dibe çalıştırdılar. Yani amaç korumak değil, pandemiyi baskıyı arttırmanın aracı haline getirdiler.”

“Başarıya ulaşmamız dayanışmayla mümkün!”

Seslerini daha çok duyurmak istediklerini de ifade eden işçiler, “Bizler haklı bir mücadele veriyoruz. Biz daha ücretsiz izne çıkarılmadan işçi mücadeleleriyle dayanışmaya gittik. Çünkü hangi işçiler kazanırsa kazansın işçi sınıfı kazanacak. Yenilgi de kazanım da emsal oluyor. İşçiler olarak birlikte mücadele etmeliyiz” diyor. Kendi aralarında dayanışma fonu oluşturduklarını da ifade eden işçiler, “Biz başta kendi fabrikamızda dayanışma fonları oluşturduk. Acil ihtiyacı olan arkadaşlarımıza veriyoruz. Bir yanımız Kocaeli, bir yanımız İstanbul’a dayanıyor. Biz de buralarda yaşayan işçi ve emekçilere hem mücadelemizi anlatacağız hem de omuz vermelerini isteyeceğiz” diyor.

Patronun baskılarına karşı verdikleri mücadelenin başarıya ulaşmasının dayanışmayla mümkün olduğunu da ifade eden işçiler, “Biz biliyoruz ki Tuzla, Gebze, Çayırova gibi emek kentlerinde yaşayan emekçiler bizleri yalnız bırakmayacak. Bizler de mücadelemizde kararlı duracağız ve taleplerimiz yerine gelene kadar mücadele edeceğiz” diyor.

KaynakEvrensel

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz