Murat Uysal / Evrensel
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarında çalışan Koop-İş üyesi işçilerin grevi ikinci gününü geride bıraktı. Türkiye genelinde 1003 vakıfta görev yapan yaklaşık 10 bin işçi, kamu çerçeve protokolünde yer alan zamların uygulanmaması üzerine 30 Ağustos’ta greve çıkmıştı.
Devletin, kamu çerçeve protokolünde bağıtlanan artış oranı yerine memurlara verilen yüzde 11+7 zammı dayatmasına tepki gösteren işçiler, “Sefalete asla teslim olmayacağız” diyerek mücadeleyi sürdürdüklerini duyurdu.
‘Bizi yok sayan hiçbir protokol geçerli değildir’
Koop-İş’in açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Ülkemizin dört bir yanında, vatandaşın en çaresiz anında yanında olan, afetzedelerin derdine koşan, hafta sonu bile görev başında olan bir emekçi ordusuyuz. Ama bugün bizim emeğimiz görmezden geliniyor. Önceki iki sözleşmede kabul edilen oranlar bu kez çok görülüyor. Soruyoruz: Ne değişti? Bizleri yok sayan hiçbir protokol, hiçbir sözleşme geçerli değildir.”
“Aynı çatı altında ayrım olamaz’
Koop-İş Sendikası Örgütlenme Sekreteri Murat Türkekul, görüşmelerin tıkanmasına tepki göstererek, “10 bine yakın kamu işçisini kamu çerçeve protokolünün dışında tutmaya çalışıyorlar. Oysa bağlı oldukları kamu işverenleri sendikası TUHİS dahi işçilerin haklı olduğunu söylüyor. Bugün bize dayatılan, yarın protokol kapsamındaki diğer işçilere de dayatılabilir. Biz buna karşı mücadele ediyoruz. Grevimiz ikinci gününde sürüyor, müzakere konusunda henüz bir gelişme yok.” dedi.
İşçiler, büyükşehirlerdeki kira ve yaşam maliyetlerini hatırlatarak mevcut ücretlerle geçinmenin imkânsız olduğunu dile getirdi. “Bugün 30-40 bin lira bandında ücret alıyoruz ama bulunduğumuz bölgelerde 25 bin liranın altında kira yok. Alım gücü düştü, yaşamak çok zor. Devlet kendi işçileri arasında ayrım yapmamalı. Biz hakkımız olanı istiyoruz” diye konuştu.