‘Sendikaları işçiler yönetene kadar mücadeleye devam etmeliyiz’ – Erkunt Sanayi İşçi Komitesi

Erkunt işçileri, iradeleri yok sayılarak imzalanan sözleşmeye karşı “Bu daha başlangıç” diyor: Grev kararlılığı, birlik deneyimi ve sendikayı işçilerin yönetmesi için mücadele sürüyor.

Biz, Erkunt Sanayi AŞ’ye bağlı fabrikalarda çalışan Erkunt işçileriyiz. İş yerimizde mart ayında başlayan TİS süreci, geçtiğimiz hafta grev sandığı kurulması, oylamanın ortasında Türk Metal Sendikasının bize sormadan ortalama yüzde 53 zamma imza atması ile sonuçlandı. Sözleşmeye kasım ayından itibaren hazırlık yapan Erkunt işçileri olarak mücadelemize dair kendi değerlendirmelerimizi, çıkarttığımız sonuçları duyurmak istedik.

Geçtiğimiz yıl ekim ayının sonunda Erkunt’ta kısa çalışma süreci ilan edilmesi ile başlayan mücadelemiz, martta başlayacak TİS sürecine bir hazırlıkla devam etti. Büyük bir kısmını daha önce de Evrensel gazetesine yazdığımız mücadelemizi kısaca özetleyecek olursak: Taleplerimizi belirlemek için anketler yaptık, yüzlerce arkadaşımızı kattık. Bu talepleri duyurmak için aylarca fabrikanın içinde yapışkan kağıtlar yapıştırdık, pankartlar hazırladık, sosyal medya hesaplarına yazdık, soyunma odalarına broşürler dağıttık. Fabrikada her fırsatta taleplerimizin arkasında olduğumuzu sendikacılara da patrona da duyurduk.

Sözleşme masasına yüzde 17’den oturan Erkunt yönetimi ise birliğimizi kırmak adına her adımı atıyor, baskı ve mobbingin düzeyini artırıyordu. Resmi ve bayram tatillerinde çağrılan mesailer, başımıza dikilen gardiyanlar, duş saatlerinin kısıtlanması, işten atma tehditleri… Biz de karşı karşıya kaldığımız her hamle karşısında yeni bir hamle düşünüyor, yeni broşürler hazırlıyor, yeni kağıtlar yapıştırıyorduk. Anlaşma masasında da taleplerimizin karşılanması için sendikanın daha sert adımlar atabileceğini söylüyor, “Eylemse eylem, grevse grev. Ne gerekiyorsa o!” diyerek bir birlik oluşturuyorduk. Erkunt işçileri bölüm bölüm birleşti ve taleplerini hep bir ağızdan her yerde dile getirdi. 25 yıldır grev olmayan Erkunt’ta grev kararını aslında bu baskı ile aldırdık.

İlk defa tam anlamıyla birlik olabildiğimizi gördük

Patron, türlü oyunlarla baskı kurarak “İşçilerin greve gitmek istemediği” gerekçesiyle süreci grev oylamasına götürdü. Tek tek işçilere baskı yapıp bölümlerden imza topladılar, “Greve katılmak istemiyorum” diye. Erkunt yönetimi, grev oylamasının olacağı gün sabah vardiya girişinde fabrika güvenliklerine resmen tehdit bildirileri dağıttırdı. “Greve katılırsanız ücret alamazsınız” gibi yazılar yazan bildiri ile işçileri korkutmaya çalıştı. Ama işçiler buna rağmen kararlılığını göstermişti. Herkes “4 aydır zaten çile çekiyoruz, greve gidelim, gerekirse dişimizi sıkarız” diyordu.

Grev sandığı kurulduğunda herkes greve evet demek için sandık başına geldi, gece vardiyasındakiler sabahki oylama için 2 saat fabrikada bekledi, büyük bir coşkuyla oylamaya gittik. Aylar süren örgütlenme sürecimiz meyvesini vermiş, sandıktan yüzde 90-95 oranında evet çıkmasını bekliyorduk. Grev oylamasının ortasında ise sendika yönetimi, bize sormadan yüzde 53 ortalama zamma imza attı. Bize verilen söz çiğnendi, sendika yönetimi yine her sözleşme döneminde yaptığı gibi bizim haberimiz olmadan, taleplerimizin altında bir sözleşmeye imza attı. Oylama sonucu beklense yahut greve gidilse masadaki pazarlık kozumuz çok daha güçlü olacaktı. Bu sendikal anlayış bizi yarı yolda bıraktı, bize sormadan bizim hakkımızda 2 yıllık bir karar verdi.

Lakin şunu biliyoruz: Aylardır yürüttüğümüz bu mücadele olmasaydı, çoktan çok daha düşük zamma imza atılmış olacaktı. Grev sandığı fabrikaya hiç gelmeyecek, grevin lafı bile edilmeyecekti. En önemlisi ise fabrikamızda işçilerin yüzde 90-95 gibi ezici bir çoğunluğu talepleri için birleşmeyecekti. Bu süreçte ilk defa Erkunt fabrikalarında tam anlamıyla bir birlik olabildiğimizi gördük. Yola çıkarken “Bu fabrikadan olmaz, yalakası, emeklisi, taşeronu çok” diyenler de inanmış, birliğimize katılmıştı. Başta birbirimize güvenmeyen işçiler olarak aynı yola baş koyup bu süreci buralara kadar getirdik, birbirimize güvenip birlik olduk. Ve şunu da biliyoruz: Daha hazırlıklı, daha örgütlü ve daha birleşik olsak çok daha fazlasını da yapabilir, sendikanın bize sormadan imza atmasına da engel olabilirdik.

“Önce emekledik, şimdi yürüyoruz, ileride koşacağız”

Bize dayatılan şey aslında esaretti. Biz bu esareti, köleliği kabul etmedik. Bunun için mücadele ettik. Bu mücadele hepimize bir şeyler öğretti. Hiçbir Erkunt işçisi artık eskisi gibi olmayacak. Çünkü mücadele ettiğinde neleri başarabileceğini gördü. Ama şimdiye kadar biriktirdiğimiz güç bu kadarını başarabildi. Aylar süren mücadele süreci sonucu altta bir temel kurduk, artık sıra bu temeli büyütüp birkaç katlık sağlam bir bina oluşturmakta. İlk başlarda yeni yeni oluşturduğumuz birlikle emekledik, fabrikaya grev sandığı kurduran mücadelemizle yürümeye başladığımızı gördük, önümüzdeki dönem birliğimizi büyütüp hep birlikte koşmaya başlayacağız.

Başta bize sormadan hareket eden sendikal anlayış olmak üzere fabrikada yaşayacağımız sorunlar bitmedi, bitmeyecek! Bu fabrikada esas güç sahibinin biz işçiler olduğunu, bizim üretimden gelen gücümüz olmazsa hiçbir şey yapamayacaklarını biz de onlar da gayet iyi öğrendiler. Bundan sonra bu sorunlarımıza karşı işçilerin yönettiği sendikalarda birleşmeyi şimdiden rotaya koyduk. İşçilerin yönettiği sendikalar olmadıkça kurduğumuz birlikler bir yere kadar gelebiliyor. Biz mücadelemizi bu şekilde ilerletmeye devam edeceğiz.

Buradan hem Erkunt’ta çalışan mesai arkadaşlarımıza hem de diğer iş yerlerinde çalışan işçi arkadaşlarımıza sesleniyoruz: Beraber mücadele edelim, gücümüze güç, birliğimize birlik katalım. Unutmayalım, her şey yeni başlıyor. Bugüne kadar emekledik ama artık bu birliğimizle yürüyoruz. Ve günü geldiğinde hep beraber koşmayı da bileceğiz.

Buradan hem Erkunt’ta çalışan mesai arkadaşlarımıza hem de Türk Metal sendikasına üye olan, bizim yaşadıklarımızı yaşayan diğer fabrikalardaki işçi arkadaşlarımıza sesleniyoruz. Bu mücadele bize çok şey öğretti. İşçilerin yönettiği sendikalar olabilmesi için, patronların bize reva gördüğü köleliğe karşı gelebilmek için bu mücadeleyi büyütelim.

Evrensel.net / 28 Temmuz 2025

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz