Türk-İş üyesi kamu işçileri Hazine ve Maliye Bakanlığı önünden seslendi. İşçiler, Ergün Atalay’ın eylem programının yarın belirleneceği duyurusuna “Eylem, eylem!” sloganlarıyla karşılık verdi.
Türk-İş üyesi kamu işçileri Ankara’da Hazine ve Maliye Bakanlığı önüne yürüyüş yaparak iktidarın kamu işverenleri adına yüzde 16’lık zam teklifini protesto etti. Binlerce işçi bakanlık binası önüne tabut bıraktı, Bakan Mehmet Şimşek’i de istifaya çağırdı. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay’ın “Eylem planımızı yarın duyuracağız” açıklaması ise alanda “Eylem, eylem!” sloganları ile karşılandı.
Kamu işçilerinin toplu sözleşme görüşmelerinde zam teklifini yetersiz bulan Türk-İş, Anıtpark’tan bakanlık önüne kitlesel yürüyüş düzenledi. Maliye Bakanlığı önünde konuşma yapan Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, “Yöneticiler, başkanlar burada. Yarın Koordinasyon Kurulu toplanarak, önümüzdeki hafta ve diğer hafta eylem planını açıklayacaklar. Herkes harfiyen, noksansız uyacak. Akabinde grev kararı alacağız. Noksansız uyarız, haberiniz olsun” İfadelerini kullandı.
“Sahtekâr TÜİK”, “Eylemse eylem”, “Şimşek istifa”
Türk-İş, önümüzdeki hafta eylem planını açıklayacak. Kamuda işçi alımında yüzde 20-25 fire olduğunu vurgulayan Atalay, “Bu arkamızdaki bina devletimizin Maliye Bakanlığı binası. Orada bir arkadaşımız oturuyor, ‘Sıkılaştırma yapıyorum’ diyor, ‘Enflasyon iniyor’ diyor, ‘İnsanlar rahatlayacak’ diyor. Markette görmüyorum, pazarda görmüyorum, kirada görmüyorum. Ülkenin hiçbir alanında ücretlerin düştüğünü, fiyatların düştüğünü görmüyorum. Hiç kimse görmüyor. Kimi kandırıyorsun be kardeşim” dedi. Atalay, toplu iş sözleşmesinde yasal süreçleri sona yaklaşan Demiryol-İş, Yol-İş Genel Maden-İş Sendikaları temmuz ayına kadar grev kararı alacaklarını duyurdu.
İşçiler, “Aç kaldık”, “Geçinemiyoruz”, “Vergi dilimim yüzde 27, zam teklifi yüzde 16” yazılı pankartlarla yürüdü. TÜİK binası önünde “sahtekâr TÜİK” sloganları atıldı. İşçiler, Atalay’ın eylem programının planlanacağı duyurusunun ardından ise “eylemse eylem!” sloganları attı.
“Sendikalar geç kalıyor”
Bir başka Yol-İş üyesi de, “Bu sendikalar hep bir şey başlatmakta geç kalıyorlar. Masada iyi niyet göstermeye ne gerek var? Göster gücünü al zammını. Ama sonra da çok çabaladık, olmadı diyorlar. Külahıma anlatsınlar. Bu eylemler sürmeli. Greve çıkmalıyız. En acilinden sokakları doldurmalıyız ki kazanalım. Yoksa yüzde 16 da olur yüzde 3 de. İşçi bir şey bekliyor artık” dedi.
Başka bir Yol-İş üyesi, “Güçlü bir eylem, güçlü bir grev yapabilirsek ancak o zaman bir şeyler değişir. Yoksa ben buraya gelmişim, açıklama dinlemişim, geri dönmüşüm çok önemli değil. Artık uzatmasınlar bu işi. Hakkımız neyse alalım” dedi.
“Özal’ın yaşadıklarını unutmasınlar”
T.Harb-İş üyesi bir başka işçi de grev haklarının olmadığını vurgulayarak, “Diğer iş yerlerinde de kanuni grev diyorlar. Cumhurbaşkanının bir grev ertelemesine bakar. Yok Yüksek Hakem Kurulu derken her şey onların lehine. Elimizde hiçbir güç bırakmıyorlar. Boyun eğin diyorlar. Sendika da bunları biliyor. Biz bu eyleme kadar neden bir şey yapmadık? Şimşek’in ağzını buradan açacağını herkes bal gibi biliyordu. Birlik olursak, yasakmış değilmiş değil de ne yapabileceğimizi konuşursak başka olur. Ben açıkça söylüyorum. Özal’ın yaşadıklarını unutmasınlar. Kamu çalışanları bir araya geldi mi? Daha güçlüyüz. Yoksa masa da hükümet de işçiyi yarı yolda bırakmaya çoktan hazır. Biz yeter ki gücümüzü bilelim, birbirimize inanalım” dedi.
Maliye Bakanlığında çalışan Koop-İş üyesi bir işçi de, “Bakanlık çalışanıyım. Biz buraya gelmeyelim diye ellerinden geleni yaptılar. Arkadaşlarımızı tehdit ettiler. Haklarımızın dahi görmezden gelindiği bir ülkedeyiz. Güvencesiz, hakları olmayan köleler ordusu olalım istiyorlar. Verdikleri teklifi masada oyalayıp en fazla yüzde 20’ye çıkarırlar. Siz de buna inanın, uyuyun diye de beklerler. Başka türlü neden 4 ay uzatsınlar ki. Binlerce arkadaşımız kaç aydır bu sözleşmeyi bekliyor. Ailesi, çocuğu borç içinde geçiniyor. 30 alıyorsan, sana en fazla 35 var diyorlar. Nasıl yapacağız peki? Bu ülkedeki pahalılığın sorumlusu ben miyim ki cezasını ben çekiyorum” dedi.
“Kamu işçisi mücadeleye hazır”
Kamu işçileri insanca yaşanacak bir toplu sözleşme mücadelesinde birleşik mücadelenin altını çiziyor. “İşçiler birleşik mücadele edelim diye çağrı yaparken. Türk-İş ve DİSK’in ayrı ayrı eylem yapmasına karşı tepki gösterdi. “Sendikal bürokrasinin işçilerin karşısındaki en büyük engel olduğunu bir kez daha görmüş olduk” diyen Demiryol-İş üyesi bir işçi, “Kamu işçisi mücadeleye hazır! Hükümeti taleplerini kabul etmeye zorlamak için üretimden gelen gücünü kullanmaya hazır. Ve bunu her fırsatta “Eylemse eylem, grevse grev” sloganını atarak gösteriyor. Artık ne zamanımız ne sabrımız kaldı. Bugünden birlikte harekete geçeceğiz, metal işçileri gibi, belediye işçileri gibi ‘mücadele’ diyeceğiz, ‘Bu kölelik koşullarını kabul etmiyoruz’ diyeceğiz” yorumunu yaptı. Harb-İş üyesi bir başka işçi ise, “Enflasyon zammı herkese dayatılıyor. Eylemden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmuş ‘Zam yok’ diyor. Eğer sefalet altında yaşamak istemiyorsak hep birlikte mücadele etmemiz birlikte mücadele etmemiz lazım” ifadelerini kullandı.
Anıtpark’ta toplanmaların tamamlanmasıyla yürüyüş başladı. Yürüyüş kortejinin en önünde Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, konfederasyona bağlı sendikaların genel başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve şube başkanları yer aldı. ‘İş, ekmek yoksa barış da yok’, ‘Birleşe birleşe kazanacağız’ ‘Şimşek çakmaya geliyoruz’ sloganlarıyla Hazine ve Maliye Bakanlığına yürüyüş gerçekleştirdi.
“Masa susarsa alan konuşur”
Bakanlık önünde yapılan açıklamada konuşan Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, “Masa susarsa, alan konuşur. Bugün masa sustu, alan burada. Burada denmesi gerekeni söyleyecek. 3 ay geçti. Türk-İş Koordinasyon Kurulu teklifini verdi ama 3 ayda ses yok. Geçen cuma TÜHİS yetkilileri çağırdı. Dediler ki 16 vereceğiz, 8 vereceğiz. Dün Çalışma Bakanlığına gittik. Verdiğiniz teklifin kabul edilebilinir bir yanı yok. Biz burada masa başında hem müzakere hem mücadele yapıyoruz” dedi.
Kamu işçisinin kaybı artıyor
Kamu işçilerinin yılbaşından beri zam almadıkları ücretlerindeki erime ise her gün artıyor. 2025 yılının ilk 5 ayında TÜİK verilerine göre enflasyon yüzde 15.09 oldu. İstanbul Ticaret Odası (İTO) verilerine göre ise yılın ilk 5 ayında enflasyon yüzde 19.53 seviyesinde. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay’ın aktardığı üzere kamu işçilerinin ücretleri ağırlıklı olarak 35-40 bin TL arasında değişmekte. Net ücreti 37 bin 500 TL olan bir kamu işçisinin resmi enflasyon verilerine göre yılbaşından itibaren ücretindeki enflasyon sebepli erime 5 bin 658 TL oldu. Yapılması teklif edilen zam oranı ile 6 bin TL yükselecek ücretlerde işçilerin reel ücret zammı 432 TL. İTO verileriyle hesaplandığında enflasyon kaybı 7 bin 323 TL’ye TÜHİS’in zam teklifi uygulandığında reel kayıp ise 1323 TL’ye ulaşıyor.
’89 baharından bugüne kamu işçileri ayakta!
1989’da Özal hükümetinin yüzde 40’lık zam dayatmasına karşı kamu işçileri alanlara çıkarak ilk altı ay iki katı, ikinci altı ay üç katı zam almıştı. Grev yasaklarının, sendikal baskıların, OHAL uygulamalarının gölgesinde bile işçi sınıfı geri adım atmadı.
1986’da NETAŞ işçileri, “Mevzuat izin vermiyor” diyen sendika bürokrasisine rağmen fiili grev gözcülüğüyle yasaları fiilen aşarak grev hakkını kullandı. 93 gün süren bu grev sadece NETAŞ’ta değil, tüm ülkede işçilerin cesaretini büyüttü.
1989 Bahar Eylemleri, siyah gömlekten saç kesmeye, vizite eyleminden iş yavaşlatmaya kadar yüzlerce yaratıcı eylemle iş yerlerini ve meydanları sarstı. “Yalın ayak yürüyüş”, “telgrafla protesto”, “yemek boykotu” gibi üretimi etkilemeyen eylemlerle başlayan süreç, “İşe geç başlama”, “vezne kuyrukları”, “toplu vizite” gibi doğrudan üretime dönük eylemlerle devam etti. Ve sonunda kamu işçileri kazanım elde etti. O dönem işçilerin “aşk olsun NETAŞ sana aşk olsun, iki kaşın arasına taş koydun” diyerek sahiplendiği bu mücadele, Kazlıçeşme deri işçilerine, Zonguldak maden işçilerine ve bugünkü kamu işçilerine miras kaldı.
Bugün hükümet, kamu işçisine ilk 6 ay için yüzde 16, ikinci 6 ay için yüzde 8 gibi sefalet zamları teklif ediyor. Ancak işçiler dün olduğu gibi bugün de alanlarda: Maliye Bakanlığı önündeler, meydanlardalar. Geçmişten aldıkları güçle, haklarını mücadeleyle kazanmakta kararlılar.
Kaynak: Evrensel.net