“Birbirimizden aldığımız güçle güzel yarınları inşa edeceğiz…”

1 Mayıs biteli günler oldu belki ama ben hala o günün etkisi altındayım. Hayatımın ilk 1 Mayıs’ıydı ve sanırım unutamayacağım nadir günlerden birisi oldu.

Öncelikle biraz kendimden bahsetmek istiyorum. Son sınıf özel eğitim öğretmenliği öğrencisiyim. Dönemin başında kalacak bir yerim yoktu çünkü pandemiden sonra kaldığım yurt yüzde 200 zam yapmıştı. Evler ateş pahasıydı. Çaresizce ne yapacağım diye düşünüyordum tıpkı diğerleri gibi…

Ben oturup bir kurtarıcının gelmesini beklerken öğrenciler harekete geçmişti. Parklarda yattılar, direndiler. Barınamıyoruz dediler. Hepimizin sesi olmuşlardı. Bu eylemlerden sonra kalacak bir yer ayarladı bakanlık. Hak verilmez alınır derler ya. Kimse bize bu hakkı sunmadı. Öğrencilerin direnişi sayesinde sesimiz duyuldu. O gün anladım ki örgütlenmezsen, sesini çıkarmazsan hiç bir şeyi değiştiremezsin. Çünkü bir kurtarıcı gelmeyecek. Ancak sen harekete geçersen bir şeyleri değiştirebilir ve yeniden inşa edebilirsin.

Susup oturmak nereye kadar dedim. Sonra ortaklarımla tanıştım. Kendime kızdım hep, daha önce neden harekete geçmedin, korkarak olacakları bekledin diye.

Artık farkına varmıştım. Evde oturup beklersem daha çok evsiz, yurtsuz kalırdım.

Değiştirebileceğimizi gördüm. Bir çok direniş haberleri okumaya başladım. Herkes direniyordu. İşçiler, kadınlar, öğrenciler… Bu direnişler korkutuyordu baştakileri. Onların korktuğunu görmek bana cesaret verdi. Ben kimden korkacağım dedim. Onlar bizden daha az, daha güçsüz. 8 Mart’ta sokaktaydık, Newrozda binlerceydik. 1 Mayıs’ta tüm çoşkumuzla alanlardaydık. Çok kalabalıktık. İnsanların gözlerinin içindeki ışığı gördüm, inancı… Güç verdiler bana. Hani bazen karşımızdaki insanın gözlerine bakarız konuşmaya gerek kalmaz ya. İşte öyleydi. O gözler bana hiç bir kitaptan öğrenemeyeceğim kadar çok şey öğretti.

Hiç bir yere ait hissedemeyen ben, örgütlendiğim günden beri sonunda kendimi, evimi buldum diyebiliyorum.

Kendimi bulmak yaşama enerjimi geri getirdi. Bir ortağımız geçenlerde “ben sabah insanı değilim sanıyordum, meğersem benim sabahları uyanma motivasyonum yokmuş” dedi. Bu ortakla biz sabahın ilk ışıklarıyla günler boyunca bildiriler dağıttık, afişler yaptık. İnsanları 1 Mayıs’ a davet ettik.

1 Mayıs yaşamımıza bir anlam kattı. Sabahları uyanmak hiç zor değildi. Gecelere kadar pankart hazırlayıp sabah metrobüste bildiri dağıtıyorduk. Tüm enerjimizle. Öyle bir enerjiydi ki, sabahın ilk saatlerinde işlerine yetişmeye çalışan telaşı insanlar durup bizimle sohbet ediyordu. Mücadelemizi selamlıyorlardı. Güç verdiler bize. Davetimizi geri çevirmedi bir çoğu, yalnız değildik alanda. Ellerinde pankartlarıyla, yüreklerinde büyük umutlarıyla gelmişlerdi safımıza. Baş kaldırıyorduk hep birlikte sermeyadarlara, patronlara…

Öyle güzeldik ki yan yana. Öyle güzel türkülerimiz varmış ki, halkımız öyle güzel danslar biliyormuş ki. Emeğiyle dünyaları yaratanlar öyle güzel börekler, poğaçalar da yapabiliyormuş ki.. Dayanışmayı gördüm. Paylaşmayı. İnsanlar evlerinden yemekler getirmişti. Herkes lokmasını yanındakiyle paylaşıyordu. Yan yanaydık, omuz omuza. Öyle güçlüydük ki. Hayatım boyunca yapayalnız olduğumu düşünüp dururken şimdi binlerce kişilik bir ailem vardı. Biliyorum ne zaman başım sıkışsa onlar yetişecek bana. Güç verdiler, mücadele gücü. İnanç verdiler.

Artık güzel günler yakın. Biliyorum. Gözlerinde gördüm insanların. Kararlıydı hepsi, asla geri adım atmak yok der gibi bakıyorlardı.

Artık umudum var. Ve benimle beraber inanan milyonlar. Çünkü hepsini gördüm. Oradaydık. Hala orada atıyor yüreğimiz. Mücadelemiz devam edecek. Birbirimizden aldığımız güçle güzel yarınları inşa edeceğiz…

Saygılarımla, Gözde…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz