TÜİK Her ayın üçünde enflasyon rakamlarını açıklıyor. Mart enflasyonu geçtiğimiz pazartesi açıklandı. Yeni atanan TÜİK yönetimi kelleyi koltuğa almayı göze alarak ‘ beklentilerin üzerinde’ bir rakam belirleyerek bir önceki aya göre yüzde 5.46 enflasyon açıkladı. Böylece resmi rakamlara göre enflasyon Aralık ayına göre yüzde 22.81, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 61.14, ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 29.88 artmış oldu.
Bir grup akademisyen tarafından ENAG çatısı altında yapılan enflasyon araştırmalarına göre ise Mart ayı enflasyonu yüzde 11.93, yıllık enflasyon ise 142.63 olarak hesaplandı. Şimdi size bir soru : Sizin enflasyonunuz hangisi? TÜİK’in ki mı? Yoksa ENAG tarafından açıklanan mı?
Bu rakamlar TÜFE, yani biz ‘ tüketicilerin’ enflasyonu. Yani bizim çarşıda pazarda rastladığımız enflasyon. Birde ÜFE var bildiğiniz üzere. Bu, önümüzdeki dönemde ortaya çıkacak enflasyonun verilerini saklıyor içinde. Enflasyon, doğası gereği zenginin daha zengin, yoksulun daha yoksul olmasına neden olur. Sermaye artan maliyetleri fiyatlara yansıtacak. Biz ise aynı maaşlarla yaşamaya devam edeceğiz. İşte bu ÜFE, Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 9.19, Aralık ayına göre yüzde 29.31, Geçen yılın aynı ayına göre yüzde 114.97, on iki aylık ortalamalara göre ise yüzde 64.30 arttı. Bu rakamlar önümüzdeki dönemde enflasyonun daha da yükseleceğine işaret ediyor. Gözleri ışıl ışıl parlayan bakanın kuru sıkı attığı üzere tek haneli enflasyon, sadece TUİK’in becerisine bağlı.
TUİK’in rakamlarına göre bile Türkiye, alışılageldiği üzere olumsuzluk şampiyonluğunu kimseye bırakmıyor. Yüksek enflasyonda Avrupa birincisi, dünya sekizincisi.
Gelelim TÜRK-İŞ’in rakamlarına. Mart ayında açlık sınırı, yüzyılın artışıyla 4253 TL olan asgari ücretin 675 TL üzerine çıkarak 4.928 TL oldu. Bilindiği üzere bu rakam sadece dört kişilik bir ailenin gıda harcamalarını içeren bir rakam. Aynı ailenin insanca yaşamak için gerekli harcamaları içeren yoksulluk sınırı ise 16.052 TL. Yaklaşık dört asgari ücret.
İstanbul büyükşehir belediyesi tarafından yapılan araştırmaya göre İstanbul’da yaşam maliyeti bir yılda yüzde 73.3 arttı.
Altını çizmekte fayda var, bu rakamlar hep resmi.
Birde bu günlerde asgari ücretin yeniden belirlenmesi tartışılıyor. Hükümetin açıklamaları, muhalefetin seçim beklentisi gibi. Olabilir de olmayabilir de. Asgari ücretin yeniden belirlenmesi elbette şarttır şart olmasına. Mevcut asgari ücretin yüzdelik artışlarla birkaç ay içinde açlık sınırının altında kaldığı ortada iken yapılacak artışın fayda etmeyeceği ortada. Asgari ücret ülkemizde asgari değil, ortalama ücret haline gelmiştir. Bu şartlarda belirlenecek bir asgari ücret değil, insanca yaşamak için gerekli asgari ücretin belirlenmesi işçilerin talebi olmalıdır. Şubat ayında yaşanan işçi eylemleri, üretimden gelen gücün kullanımı halinde olmaz denilenin olduğunu gösteriyor.
2022 1 Mayıs’ına 8 Mart’ın, Newroz’un, yurdun dört bir yanında toprağını savunan köylünün, üniversitesine sahip çıkan gençliğin, fabrikasını işgal eden, patronlara evini dar eden işçinin coşkusu ve direnciyle gidiyoruz. Yarın daha güzel olacaksa, bu biz işçilerin, emekçilerin elleriyle olacak.