Atakaş Çelik Sanayi ve Ticaret AŞ’de hak arayan işçiyi tazminatsız attılar

Atakaş Çelik Sanayi ve Ticaret AŞ’de çalışan Yusuf Yavuz, fabrikada maruz kaldığı kötü çalışma koşullarına karşı örgütlenince işten atıldı

 

Fabrikada sürekli zorunlu mesaiye bırakılan Yusuf Yavuz, resmi tatil günü olan 15 Temmuz’da fazla mesaiye kalmadığı gerekçesi ile işten atıldı. Atakaş metal fabrikası, işe aldığı işçilere resmi ve dini bayramlarda mesaiye kalacaklarına dair belge imzalatıyor. Oysa yasada ‘fazla mesaiye kalınması için işçinin rıza göstermesi gerekir’ deniyor. Yine yasada ‘günlük çalışma süresi, fazla çalışma dahil 11 saati aşamaz. 7.5 saati aşan her çalışmanın en az yüzde 50 fazlasıyla işçiye ödenmesi gerekir’ denmesine rağmen gece zammı da ödenmiyordu.

Atakaş Çelik fabrikası, noter aracılığı ile işçinin işten çıkış belgesini gönderdi. Yazıda “İşyerindeki görevinizi yapmamanız ve mazeretsiz şekilde çağrıldığınız halde genel tatil ve bayram çalışmasına gelmemeniz işyerimizdeki diğer çalışanları olumsuz yönde etkilemekte işyeri disiplin ve kurallarına aykırılık oluşturmaktadır. Bu nedenlerle iş sözleşmeniz 4857 sayılı iş kanunun 25/2 h maddesi gereği 04.08.2021 tarihi itibariyle fesh edilmiştir” denildi.

Yemek molası dahi yoktu

Atakaş metal fabrikasında çalışan işçi Yusuf Yavuz, zorunlu tutulan mesailerden dolayı çoluk çocuğunu doğru dürüst göremediğini ve almaları gereken gece zammının da ödenmiyordu. Gece vardiyası yemeği olarak içinde yumurta, domates, salatalığın olduğu bir paket gönderiliyordu. Onu da çalışma esnasında yiyebiliyordu. Galvaniz kuleleri kaynak yapıyordu, gözetimde bulunuyordu. Çalıştığı alanda yedek, yardımcı işçi olmadığı için işi devredemediğinden dolayı yemeğe çıkamıyordu. Gidemediği, yiyemediği yemek için yemek parası da ödenmiyordu. Üstelik yemek molasını kullanmış gibi yarım saat kesinti yapılıyordu. Ramazan bayramını dahi fabrikada mesaide geçirdi. Fabrikada işçi sağlığı ve iş güvenliği için de hiçbir önlem alınmıyordu. Yakın arkadaşını şubat ayında iş kazasında kaybetmişti. Bütün bu olumsuz koşulları değiştirmek için bir şeyler yapmaya karar verdi. Hakkını arayacak yasal prosedür neyse ona uyacak ve görevi olmayan işi yapmayacak, yemek molasını kullanacak ve istemediği halde mesaiye kalmayacaktı. Bu süreçte Birleşik Metal-İş sendikasına da üye oldu.

Ardından fabrika yönetiminden baskı gördü, hakkında tutanaklar tutuldu.
Gazetemize konuşan Yusuf Yavuz adlı işçi, “Bir buçuk ay hafta tatili kullanmadan çalıştım. Sürekli mesaiye kaldım. Bu süreçte birkaç defa 12 saat çalıştım. 14-16 saat çalıştığım da oldu. Kâğıt üzerinde yarım saat yemek molam var ama gerçekte yemek molam yoktu. Yemeğe gitmek için işi devredeceğim bir yedeğim olmadığı için ayrılamıyordum. Ama her gün yemeğe çıkıyormuş gibi yarım saatlik kesinti yapıldı. Çalışmam 7,5 saat gösteriliyordu. 12 saat çalıştığımda ise 11 saat çalışmış gösteriliyordu. Gitmediğim yemeğin parası da bana ödenmiyordu. Sürekli fazla mesaiye kalıyorduk. İşe alınırken dini ve resmi bayramlarda mesaiye kalınacağına dair bize belge imzalatılmıştı” dedi.

Hakkını arayınca baskı gördü

Ne olduysa hakkını aramaya başladığı andan itibaren oldu. Hakkını aradığı için patronların temsilcilerinin gözüne battı. Kendisine mobbing uygulandı. Hakkını arayıp diğer işçilere ‘kötü örnek’ olmasını istemediler. Ondan kurtulma yoluna gittiler. Kendisinin istifa edip gitmesi için baskı yaptılar. Ancak ihbar, kıdem tazminatının ölmemesi için baskı koşullarına rağmen çalıştı verilen işi yaptı. Bir defa mesaiye kalmadığı için hakkında tutanak tutuldu, yaptığı işleri de yapmamış gibi gösterip başkaca tutanaklar tutuldu ve sonunda Kod-29’dan hiçbir hakkı verilmeden işten atıldı. Kod-29 iş yasasının 25/2 maddesinde yer alan ‘ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller’de patronlara işçiyi tazminatsız olarak işten atma hakkı tanıyan madde. Kod-29 ile işten atılan kıdem ve ihbar tazminatı alamıyor. İşsizlik ödeneğinden faydalanamıyor.

“Çocuğumu hastaneye dahi götüremedim”

Atakaş fabrikasında 5 yıldır çalıştığını söyleyen Yavuz, fabrikanın çalışma koşullarının ağır olduğunu, işçi sağlığı ve iş güvenliği için önlem alınmadığını, sürekli fazla mesaiye kaldıklarını söyledi. Aldıkları ücretin düşük olduğunu, fazla mesai ile az çok evi geçindirecek bir ücretin ellerine geçtiğini söyleyen Yavuz, “Ama zaten mesai zorunlu. Kalmama şansın yok. İşe geleceğim saat belli değil eve gideceğim saat belli değil. Bir seferinde benim çocuk rahatsızlandı, havale geçirdi, hastaneye yetiştirdik. Ben babası olarak yanında kalamadım çünkü gecesinde işe gitmek zorundaydım. İzin alma şansın yok. Mesaiye kalmayacağım o gün ailemin yanında olacağım diyemiyorsun. Bütün bu yaşananlar üzerine artık bir şeyleri değiştirmek gerektiğine karar verdim. Hakkımı arayacaktım. Ben artık olan bitene ses çıkarınca bana baskı yaptılar. Fazla mesaiye kalmak istemeyişimin diğer çalışanları olumsuz yönde etkileyeceğini ve işyeri disiplin ve kurallarına aykırılık oluşturduğunu iddia ettiler. Ben de ‘tazminatımı verip işten çıkarın’ dedim. Onu kabul etmediler benim hiçbir hak almadan istifa etmemi istediler. Ben kendim işten ayrılmayınca onlar bu sefer gerçekleri yansıtmayan tutanak tutup beni haksız yere attılar. Ama hakkımı arayacağım, iş davası açacağım. Çünkü bir şeyler değişsin istiyorum. Ben bunu yapmazsam patronlar, onların temsilcileri ‘İşçi arkadaşlara ‘bakın gördünüz mü, itiraz eden, hakkını arayanın arkadaşınızın sonu ne oldu’ diyecekler”.

KaynakEvrensel

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz