Biz bu ölümleri tanıyoruz.
6 Şubatta diri diri selasını dinlerken donarak ölen kardeşlerimizden biliyoruz.
Hastanelerde hep birlikte bebeleri öldürüp, karına kar katanlardan biliyoruz.
Soma’dan, Ermenek’ten, Amasra’dan, alınmayan üç kuruşluk önlemler yüzünden her gün çalışırken ölen ortalama 5 işçi kardeşimizden biliyoruz.
Çoktandır biliyoruz ki, bu ülkede hayat pahalı, insan canı ucuzdur.
Bolu Kartalkaya’da, bir otelde yangın çıktı. Normal şartlarda, en hafif şekilde atlatılabilecek bir yangın, otelin yangın sensörleri, hatta yangın merdiveni olmadığı için 66 kişiye mezar oldu.
Bu katliamın sorumlusu, gözünü kâr bürümüş otel sahipleri, burada alımmayan önlemlere göz yuman bakanı, valisi, kaymakamı, belediye başkanı, ilgili daire başkanları ile sorumluluğunu yerine getirmeyen, bunun yerine otel sahiplerinin çanağından yalayanlardır.
Şimdi şu an tanıyabilirsiniz onları! Bakın, kader diyorlar, talihsiz olay diyorlar, yayın yasağı diyorlar.
Tüm bu katliamların hesabını hep birlikte sormalıyız. Yolu örgütlenmektir. Aması, fakatı yeni katliamlara davetiye çıkarmaktır.
“Öldürmenin pek çok yolu vardır: Karnına bıçak saplamak,
ekmeğini elinden almak,
hastalığını iyileştirmemek,
kötü koşullarda yaşatmak,
ölesiye çalıştırmak,
intihara sürüklemek, savaşa yollamak vs.
Ülkemizde bunların sadece bazısı yasaktır.”
Bertolt Brecht
İşçi Gazetesi 21-01-2025